Son üç yılda istihdamdaki ve reel ücret-maaşlardaki gerilemelere bağlı olarak özellikle geniş emekçi kesimler giderek daha da yoksullaştılar. Sınıfsal gelir dağılımının emekçiler aleyhine daha da bozulduğunu TÜİK’in yetersiz istatistikleri bile gizleyemiyor.
Bu yazıda önce 2021 yılı ikinci çeyrek GSYH büyümesinin bir değerlendirmesini yapacağız. Daha sonra da, para politikasında yapılan köklü değişikliğin ekonomik görünümü nasıl değiştirebileceğini irdelemeye çalışacağız.
İkinci Çeyrekte Rekor (!) Büyüme
TÜİK’in ilk tahminine göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 21,7 gibi daha önce görülmemiş bir hızla büyüdü. Bu ilk tahmin, ekonomistlerin beklentileri (yüzde 22) ve ekonomi yönetiminin tahminleriyle (yüzde 22) neredeyse bire bir örtüştü. İkinci çeyrek büyüme hızında bir sürpriz yaşanmadı.
Bu yüzde 21,7’lik büyüme hızı iktidar tarafından “dünyanın en yüksek büyüme hızlarından biri” olarak sunuldu. İktidara göre Türkiye ekonomisi parlak bir büyüme performansı gösterdi. Oysa büyüme verilerinin yakından incelenmesi, büyümenin parlak olmak şöyle dursun, ortalamanın bile altında kaldığını gösteriyor.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 133Sayfa Aralığı: 59-63
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.