Amartya Sen, özgürlüğü rasyonaliteyle beraber ele almayı tercih edecek, Nobelli Nordhaus, ödülün verdiği güvenle, var oluşu fayda-maliyet analizine indirgeyecektir. Bellidir ki artık, iktisat bilimi için özgürlük ancak bu sınırlar içinde anlamlı olacaktır.
İnsaf ile bilim, vicdan ile, bilinç ile bilim.
Rabelais
Giriş
18. yüzyılda insanın özgür olmasının gerekliliği ve evrenselliği nihayet tescil edilecekse de, Descartes’ı, Spinoza’sı, Bayle’si (2014) ile temellerinin atılması 17. yüzyıla ait olacaktır; hatta Rabelais’si, Montaigne’i, Erasmus’u ile özgürlüğün temel bir erdem olarak kabulü ve en azından düşünsel anlamdaki alt yapısının hazırlanması, daha da öncelere, 16. yüzyıla ait olacaktır. Belirtmek gerekecektir ki evrensellik tezi, bu sava rağmen genel olarak batı dünyasıyla sınırlı kalacak, mesela bu toprakların insanının da ait olduğu coğrafyada, insan özgürlüğünün hiçbir anlamı olamayacaktır. Erdem olarak kabulü ise, bugün dahi çok sınırlı bir topluluğun haricinde yankı bile bulamayacaktır. Sekülerleşememiş, yeryüzünün ve yer üzerinin iktidarlarıyla bağını koparamamış, hatta niyetlenememiş “entelektüeli” için de özgürleşme, bir insan olma erdeminden çok, kendini ve kendi düşüncesini savunabilme isteminden başka bir şey olmayacaktır.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 129Sayfa Aralığı: 101-106
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.