İTD 151. Sayı – “Siyasal Sistem ve Ekonomi”


Bu yazı seçimlerden birkaç gün önce yazıldı. Siz de İTD’yi seçimlerden hemen önce ya da hemen sonra okuyacaksınız. Türkiye, 14 Mayıs seçimiyle sadece bir cumhurbaşkanını değil, rejim tercihini belirleyecek. Seçime farklı ittifaklarla gidilse de bu ittifakları iki başlık altında toplayabiliriz. Cumhur İttifakı ülkeyi hibrit -melez- demokrasiden otoriter rejime daha da çok yaklaştırmayı amaçlarken, diğer ittifaklar melez demokrasiden en azından ılımlı parlamenter demokrasiye geçmeyi hedefliyor.

2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Türkiye, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçti. Yeni sistem, ülkenin, 2002 sonrasında örselene örselene zayıflayan kurumsal yapılanmasının ciddi ölçüde çökmesini sağladı. Özellikle hukuk ve eğitim yapılanmasındaki çöküş ve hemen ardından ekonomide bağımsız olarak iş yapması gereken özerk kurumların kimliklerini yitirmesi, ülkede adeta bir deprem etkisi yarattı. Ekonomi işlemez hale gelirken, kurumsal yapıdaki çözülme 11 kentte yaşanan deprem felaketi sonrasında bu sistemin nelere mal olduğunu da gözler önüne serdi.

İTD, bu sayısında siyasal sistem ve ekonomi ilişkisini öne çıkarttı. Gülçin Özkan uluslararası boyutta siyasal sistem ve ekonomi ilişkisini ele aldı. Erinç Yeldan, Osman Aydoğuş, Özgür Orhangazi ve Nurettin Bilici de aynı temelde yazılarıyla konuyu derinleştirdiler.

Bu sayımızda sevgili Alper Duman, “Türkiye’de Servet 1: İmanın ve Paranın Kimde Olduğu Harbiden Bilinmiyor” başlıklı yazısının ilk bölümüyle Türkiye’de servet artışının kaynaklarını irdeledi. Hüseyin Özel, yine aynı çerçevede “Rant, Kapitalizm ve Politika” başlıklı yazısıyla konuyu farklı bir gözle ele aldı. Ercan Eren ise, “Savrulan Hayatlar, Küçük Dokunuşlar, Büyük Sonuçlar: Hans Wolfgang Singer’in Gizemli Türkiye Serüveni” başlıklı makalesiyle iktisat tarihine katkı vermekte. Bu yazıların dışında kalan diğer makaleleri de merakla okuyacağınızı tahmin ediyorum.

Gelecek sayımızın ayrı bir özelliği var. Çünkü seçimler bitmiş, halk tercihini yapmış olacak. Dolayısıyla yeni hükümetin ekonomi programını konuşabileceğiz.

Cumhuriyet erdemli bir rejimdir. Cumhuriyet rejimini kabul ediyor isek, seçim sonuçlarına da razı geleceğiz. Ancak her tercihin bir maliyeti vardır. Siyasal tercihlerde bu maliyet uzun erimde daha belirgin hala gelir. Nitekim Türkiye 2010 ve 2017 Anayasa değişikliklerinin bedelini hem siyasal alanda hem de ekonomi alanında ödedi, ödemeye devam ediyor. Seçimin sonunda bu politikaya devam mı edilecek, yoksa değişim mi olacak, göreceğiz.

Geldik, en zor satırları yazmaya. İTD’nin kurul üyesi, dostumuz Prof. Dr. A. Suut Doğruel Hocamızı ne yazık ki ani gelişen hastalığı nedeniyle kaybettik. Anısını hep yaşatacağız. Başta sevgili eşi Hocamız Prof. Dr. Fatma Doğruel olmak üzere tüm akademi camiasının başı sağolsun. Işıklar içinde uyuyun Hocam.

Sevgiyle ve okuyarak kalın.

Bir cevap yazın