Geçen yıl iktisat yazınına bir soluk getirmeye çalışan Thomas Piketty, ekonomi politik üzerine şöyle bir yorum yapıyor: “Ben ekonomiyi tarih, sosyoloji, antropoloji ve siyaset bilimi gibi sosyal bilimlerin bir kolu olarak değerlendiriyorum. Ekonomi bilimi ifadesinden pek hoşlanmıyorum, bana aşırı derecede küstahça geliyor, zira bu ifade ekonominin diğer sosyal bilimlerden daha bilimsel olduğu gibi bir iddiayı taşıyor. Ben daha çok “ekonomi politik” ifadesini tercih ediyorum, modası geçmiş gibi görünse de, sosyal bilimler içinde ekonominin kendine özgü ve kabul edilebilir tek farkını güzel yansıtıyor: Bu fark, ekonominin politik, normatif ve ahlaki hedefleri olmasıdır (Piketty, 2014:628). Bu bakış açısı ile Neoklasik iktisadın, iktisat teorilerini fizik teorilerine benzetme çabasının sonuç vermediğini söyleyebiliriz. Ancak denendi. Aslında Neoklasik iktisatçıların da böyle bir amacı yoktur. Yani adı büyük iktisatçıların önemli bir bölümü varmış gibi davrandılar, ve de buna göre teori ürettiler (iktisat teorisini mal gibi üretildiğini söylemem bilinçlidir). Bu davranış biçimi koca iktisat teorisi külliyatının tamamına yakının da böyle oldu. Yani nereden başlasak, nereden baksak aynı yapıyı görmekteyiz.
AÇIK ERİŞİM İÇİN TIKLAYINIZ.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 73Sayfa Aralığı: 3 - 6
Bu makalenin tamamını okumak için satın almalısınız.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.