İTD 182. Sayı – Demokratik Kapitalizmin Sonbaharı


TÜİK’in yayımladığı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması’na göre bu yıl, 16-74 yaş grubu arasında internet kullanımı %91’e ulaştı. Bu bulgu, gün geçtikçe artan sosyal medya kullanımının etkilerini sorgulama gereği doğuruyor. Yapılan araştırmalarda her ne kadar özgür sosyal medyanın gerek kamuoyu bilgilendirmeleri gerekse protesto örgütlenmelerinde önemli rol oynadığı vurgulansa da sosyal medyanın ne denli özgür olduğu tartışılır. Özellikle otokrat rejimlerde çeşitli platformların kapatıldığı, yasaklandığı; bunlar yapılamıyorsa dahi o platformların dezenformasyonla şişirildiği görülmüştür.

Türkiye’de akıllı telefonda sıklıkla kullanılan uygulamalar arasında WhatsApp, YouTube ve Instagram bulunuyor. Özellikle YouTube ve Instagram gibi platformlardaki Shorts veya Reels olarak adlandırılan kısa videolar, basit ve duygusal mesaj içerebilmeleri sebebiyle siyasi aktörler için iyi bir propaganda aracına dönüşüyor. Bunun son örneğini, Zohran Mamdani’nin New York belediye başkanlığı için yürüttüğü seçim kampanyasında gördük. New York’un etnik çeşitliliğini dikkate alarak, kentin sorunlarına odaklanarak eğlenceli bir kampanya yürüten Mamdani’nin zaferinde, diğer adayların karşısında çizdiği “samimi, içten ve temiz siyasetçi” kimliğinin de etken olduğu bir gerçek.

Bununla birlikte, yapay zekânın yükselişiyle sosyal medyada daha tehlikeli bir döneme girdik. Çeşitli yapay zekâ uygulamalarıyla oluşturulan işitsel ve görsel malzemenin gerçeğinden ayırt edilemediği örneklerle karşılaşıyoruz. Özellikle 1990’lardan bugüne medya aracılığıyla kitlelerin yönlendirilmesi, göçmen karşıtlığı ve ideolojik çatışmalar yaratarak odadaki fili görünmez kıldı: Eşitsizlik ve demokrasi krizi. Gelecekte bu tehlikeli dönemin neler yaratacağını hep birlikte göreceğiz.

İTD’nin 182. sayısında Mustafa Kutlay, Ziya Öniş ve Mehmet Ali Demir, servet eşitsizliği ve liberal demokrasi ilişkisini; Ersin Kalaycıoğlu ise popülizm ve demokrasi ilişkisini irdeliyor. Alper Duman, Girdi-Çıktı tabloları üzerinden Türkiye ekonomisi verilerindeki gariplikleri inceliyor. Sayıdaki diğer yazılar da güncel ve ilgi çekici. Tüm yazarlarımıza katkıları için teşekkür ediyoruz.

2025’in son sayısını sizlerle buluşturuyoruz. İçimizdeki heyecanı kaybetmedik, fakat 14 Ekim’den bu yana eksiğiz. Sanırım hep de böyle olacağız. Ancak eksik kimseler, eğer bir misyona sahipse, yaptıkları işe sıkı sıkı sarılmayı bilir. İktisat ve Toplum Dergisi olarak, on beş yıldır büyük bir çaba ve inanılmaz bir iş birliğiyle yayın hayatımızı sürdürdük. Ne yandaş ne yoldaş olduk, yalnızca Cumhuriyet’e yasladık sırtımızı. Kurucu Editörümüz Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, bize hem büyük bir değer hem de büyük bir sorumluluk bıraktı. Bazı editör yazılarında, derginin okurlara ve yazarlarına ait olduğunu söylemişti. Hâlâ öyle. Bizler, onun eserini yaşatmak yolunda aracılar olmaya devam edeceğiz. Bu görevi, sizlerin desteğiyle omuzlayacağız.

Sevgiyle ve okuyarak kalın.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.