Derginin editör köşesi yazısını yazmaya başlamıştım ki Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını duydum. Doğal olarak ilk yazı çöpe gitti. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ekonomiden eğitime kadar tüm alanlarını ilgilendirmekte. Mahkeme Cumhurbaşkanı’nın KHK’yle rektör, TCMB Başkanı vb. atamaları yapamayacağına karar verdi.
Cumhurbaşkanı tarafından yürürlüğe koyulan KHK’lerle altı yılda
altı TCMB Başkanı değişti. Merkez Bankası başkanlarının görev süreleri ile enflasyon oranı arasındaki ters ilişkinin ampirik olarak da kanıtlandığını bildiğimize göre, rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Cumhurbaşkanlığı Rejimi’ne geçmeseydik, kriz bu kadar ağır maliyetli olmayacaktı.
Türkiye’nin kurumsal yapılanmasına ilk büyük darbe 2010 yılı Anayasa değişikliğiyle yapıldı. İkinci ve tam yıkıma neden olan darbe de 2017 Anayasa değişikliğiyle geldi. Bu değişikliğin bir rejim değişikliği olduğunu ne yazık ki önemli bir akademisyen grubu da fark etmedi. Unutmuyorum, 2019 başında Anadolu’daki bir üniversitede panelist olarak konuşma yapmıştım. Gelen sorulardan birisine yanıt verirken şunu söylemiştim: “2017 Anayasa değişikliği Türkiye’ye dar gelir.” Nitekim öyle de oldu. Nasıl farklı yerlerinden sökülen elbise dikiş tutmaz ise Türkiye’deki 2017 rejiminin de yaşama şansı kalmadı. Israr etmenin anlamı yok. Bunu özellikle sermaye sınıfı için söylüyorum. Yıllarca “tek parti iktidarı istikrar demektir” diyerek sıradan yurttaşın demokratikleşme talebinin önünün kesilmesine destek verdiler. Umarım yanıldıklarını anlamışlardır.
İTD’nin bu sayısı yine çok dolu. Ersin Kalaycıoğlu Hocamız arka arkaya otoriter rejimler üzerine yazmakta. Sanırım bu sayımızdaki makalesi Anayasa Mahkemesi kararlarını rahat okumanızı sağlayacak. İlhan Tekeli Hocamız makalesi ise Türkiye’de Planlama ve Bölgesel Plan üzerine geçmişten günümüze bizi yolculuğa çıkartmakta. Bu makalelerin dışında diğer yazıları da ilgi ile okuyacağınızı sanırım.
Değerli okurlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (AKP’nin) Mayıs 2023 yılı seçimleri sonrasında kurduğu hükümetin bir yılı doldu. Gelecek sayımızda bir yılın muhasebesini yapan yazılara yer vereceğiz.
İTD’nin ve dergiyi yayımlayan Efil Yayınevi’nin arkasında ne iktidar ne muhalefet partileri ne de onlarla kol kola gezen bir STK var. İTD’nin tek dayanağı yazarları ve okurları. Bundan dolayı dergiye abone olarak, Efil Yayınevi’nin kitaplarını satın alarak bize destek olunuz. Unutmayın, bizim gibi bağımsız yayın organı pek kalmadı. Bize direniyoruz, siz de bu direnişimizde bizim yanımızda yer alın.
İTD, daha doğrusu Türkiye büyük bir kayıp verdi. Dergimizin Danışma Kurulu üyesi, yazarımız Erdal Atabek’i yitirdik. Erdal Hocamız sadece bir tıp doktoru, yazar değildi. Erdal Atabek bir Cumhuriyet aydınıydı. Cumhuriyetin ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yılmaz savunucusuydu. Değerli Hocam ışıklar içinde uyuyunuz. Sizi her zaman saygı ve sevgiyle anacağız.
Sevgiyle ve okuyarak kalın.






Bir cevap yazın