İktisat ve Toplum Dergisi, bu sayıyla 15. yaşını doldurdu. 15 yıl açıkçası kolay geçmedi; birçok zorlukla karşılaştık. Bunların başında da ekonomik zorluklar geldi diyebilirim. Dergiyi, 2008 krizinin etkileri sürerken kurduk, bu süreçte Türkiye ve dünya ekonomisinde birçok iktisadi ve siyasal dalgalanma oldu. Örneğin, 2010 yılı Eylül ayında Türkiye, Anayasa’da yaptığı değişiklikle yürütmenin yargı üzerinde denetimini sağladı. Yani bir anlamda liberal demokrasilerde var olan uygulamanın tersine bir yola girdi. Hemen ardından gelen Gezi Direnişi, 2015 seçimleri ve ardından yaşananlar, Türkiye’yi yine istikrarsız bir ülke konumuna getirdi. Bu yetmezmiş gibi 2017 yılı Anayasa değişikliğiyle Türkiye’de siyasal rejim değişti. Türkiye, hibrit-melez demokrasiden otoriter demokrasiye geçti; yürütme tek bir kişiye bağlandı ve böylece, parlamenter sistemden dolaylı olarak vazgeçildi. Bu durumun ülkemizin iktisadi yapısına etkisi çok olumsuz oldu. İşsizlik ve döviz kuru artmaya başladı; büyüme oranı düşerken borçlar artmaya devam etti. Sonuçta ülke ekonomisi, yeni bir döviz kriziyle karşı karşıya kaldı.
Krizi çözmeye yönelik alınan önlemler, siyasal yapılanma nedeniyle bırakın yetersiz kalmayı, krizin daha da derinleşmesine neden oldu. Ben bu yazıyı yazarken 1 USD yaklaşık 42 TL’ye, enflasyon oranı %33 düzeylerine ulaşmış durumda. Halbuki 2023 yılı Haziran ayında yeni hükümet kurulurken ne enflasyonun ne de döviz kurlarının bu düzeylere çıkacağı tahmin ediliyordu. Türkiye ekonomisi 2 yıl içerisinde hiçbir gelişme gösterememiştir. Buna karşın 2 yılda hükümet yaklaşık olarak 7 trilyon TL, yani 90 milyar dolarlık bir kamu borçlanmasına gitmiştir.
Geçtiğimiz günlerde bir öğrencim, “Hocam, dergiyi okursam Türkiye ekonomisini anlayabilir miyim?” diye sordu. Ben de ona bırak anlamayı, krizin ne zaman geleceğini ve ne kadar süreceğini dahi anlarsın dedim. Bunu söylerken derdim İktisat ve Toplum Dergisi’ni övmek değildi. İktisat ve Toplum Dergisi, geniş yazar kadrosuyla ve bağımsız bakış açısıyla Cumhuriyet ve demokrasiyi benimsemiş akademisyenlerce çıkarılmaktadır. Dergiyi kurarken danıştığım bazı hocalarımız ve yazarlarımız artık aramızda değil. Sevgili hocalarımız A. Suut Doğruel, Bozkurt Güvenç, Erdal Atabek, Fikret Şenses, Hasan Ersel, Metin Sarfati, Osman Arolat, Osman Aydoğuş, Süreyya Serdengeçti, Vural Fuat Savaş ve Yaman Örs hocalarımızı saygıyla ve sevgiyle anıyorum. İktisat ve Toplum Dergisi yaşadığı sürece onları unutmayacak.
Bu sayımızda iklim değişikliği ve ekonomi konusunu geniş bir şekilde ele aldık. Makaleleri okuduğunuzda sizin de bu yargıya ulaşacağınızı sanıyorum. Buna rağmen, derginin ilk makalesi Alper Duman’a ait. Sevgili Alper, bugünlerde yoğunlaşan “nasıl bir maliye politikası izlenmelidir?” tartışmasının içine giriyor. Bana göre Alper’in yazısı, bu tartışmalara ışık tutacak niteliktedir.
Değerli okurlar, kimi zaman bu köşede sizlerden derginin satışı ve dağıtımı konusunda yardım istiyoruz. Bu çağrımızın temel nedeni, Türkiye’de yayın dünyasının ciddi bir kriz yaşamakta olmasıdır. Yılların gazetesi Cumhuriyet dahi okuyucularından destek istemektedir; bizim gibi 15 yıllık bir derginin de çağrı yapması doğaldır diye düşünüyorum. İktisat ve Toplum Dergisi, imece usulü çıkan bir dergi. Bundan dolayı da hiçbir kurumdan, hiçbir siyasal partiden yardım istemedik. Gücümüz, yazarlarımız ve siz okurlarımızdan gelmektedir. Ancak bu şekilde bağımsız, demokrat ve cumhuriyetçi kalabilmekteyiz.
Sağlıkla, sevgiyle ve okuyarak kalın.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.