Demokratik taleplerin yanı sıra kötüleşen ekonomik şartlar, 2010 yılının sonunda Ortadoğu’da başlayan toplumsal ayaklanmaların temelini oluşturmuş ve nihayetinde Tunus ve Mısır’da yönetim değişimi meydana gelmişti. Ancak “Arap Baharı” sonrası oluşan siyasi istikrarsızlık, ekonomisi büyük oranda yabancı yatırıma ve turizm gelirlerine bağlı Mısır ve Tunus’ta devrim öncesinde de var olan kötü ekonomik şartları daha da ağırlaştırmıştır. “Arap Baharı” öncesinde de, yaşadığı ekonomik sorunları çözmek adına birçok kez IMF’ye başvuran Mısır ve Tunus, “Arap Baharı” sonrasında daha belirgin hâle gelen ekonomik sorunlar karşısında, IMF’nin kapısını bir kez daha çalmak zorunda kalmış ve kredi talebinde bulunmuştur. Her ne kadar IMF ile yapılan müzakereler, “Arap Baharı” sonrasında her iki ülkenin siyasi iktisat gündemini işgal etse de, sadece Tunus bu süreçten başarılı çıkmıştır. Mısır’da şiddetini artıran siyasi istikrarsızlığın yanı sıra, IMF’nin zorunlu kıldığı reformları gerçekleştirememesi Mısır hükümetinin müzakerelerini yaptığı 4,8 milyar dolarlık IMF kredisini almasını engellemiştir. Tunus ise bu konuda daha başarılı bir ekonomik reform performansı sergilemiş ve IMF ile 7 Temmuz 2013’te 1,7 milyar dolarlık Stand-By anlaşması imzalayarak ekonomik sıkıntıyı bir nebze olsun rahatlatacak IMF kredilerini almaya başlamıştır. Bu yazının odak noktasını, Tunus’un Mısır’a göre IMF sürecinde neden daha başarılı olduğu oluşturmaktadır.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 42Sayfa Aralığı: 97 - 105
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.