İktisat maceram 1962 sonbaharında İstanbul’da İktisat Fakültesine kaydolarak başladı. Fakülteyi bilerek isteyerek seçmiştim. Türkiye’nin iktisadi kalkınma heyecanı ile tanışması daha eskiye, 1950’lere gider. Galiba beni 27 Mayıs darbesi ile planlı kalkınmaya geçilmesi ve Devlet Planlama Teşkilatının kurulması etkilemişti. Kendimi solda görüyordum. Kulaktan dolma da olsa, sosyalizme ve marksizme aşina idim. Babamın Teknik Üniversitede (İTÜ) mühendislik okumam için baskısına direndim; her şeyin başı iktisat deyip Beyazıt’taki eski Harbiye Nezareti binasına kendimi attım. Dört yıl sonra, 1966 sonbaharında öğrencilikten öğreticiliğe terfi ettim. İktisada Giriş’i İdris Küçükömer veriyordu. Kürsüde adetti; pratik ders angaryasını en genç asistan çekerdi. İlk konu tüketici dengesi; kayıtsızlık eğrileri, bütçe tahdidi ve fayda optimizasyonu. YÖK sonrasında üniversite dışında geçen birkaç yılı çıkarsak bile, en az elli yıldır iktisatla ve eğitimi ile haşır neşir olduğumu söyleyebilirim.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 79Sayfa Aralığı: 7 - 11
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.