İtalyan Ekonomisindeki Siyasi Bağlantılar, İnovasyon ve Şirket Dinamikleri – Ufuk Akçiğit (İTD 102)


Öncelikle İktisat ve Toplum Dergisinin ilk kez verdiği Asaf Savaş Akat ödülünü bana layık gören, başta Asaf Hoca’ya, Ömer Faruk Hoca’ya ve tüm komiteye çok teşekkür ederim. Bu ödülü bu kadar anlamlı hale getiren iki unsur var. Birincisi, Türkiye’deki iktisat bilimine ve eğitimine yıllarını vermiş Asaf Hoca adına düzenleniyor olması. İkinci unsur da, Türkiye’deki İktisat okur-yazarlığını geliştirmekte ve yaymakta büyük çaba sarf eden ve bu konuda da çok başarılı olan İktisat ve Toplum Dergisi’nin 100. Sayısı ile bağdaşıyor olması. Dergide emeği geçen başta editör Ömer Faruk Hoca’yı ve tüm çalışanları çok tebrik ediyor, nice yüzüncü sayılara ulaşmayı diliyorum. Atalarımız “marifet iltifata tabidir” demişler. Başarıyı destekleyen bu tarz ödüller, ülkemizdeki iktisadi araştırmaları daha çok görünür hale getirecek, genç araştırmacıları daha çok azimlendirecektir.

Ödül alan makalemiz, İtalya ekonomisindeki şirketlerin yerel politikacılarla olan bağlantıları ve bu bağlantıların o şirketlere ve genel ekonomiye olan etkileri üzerinedir. Başlığı “Politik Bağlantılar, İnovasyon ve Şirket Dinamikleri” olan bu araştırmayı Amerika Merkez Bankası’ndan Salome Baslandze ve İtalya Merkez Bankası’ndan Francesca Lotti ile yaptık. Şimdi isterseniz ödül alan makalemizden biraz bahsetmek istiyorum sizlere.

Kapitalizm, eğer liyakat ve başarı üzerine değil de ayrıcalıklı gruplara hizmet ederse, bu rekabeti öldürür, şirketler arasındaki Schumpeteryan yapıcı yıkım sürecini engeller ve genel ekonomik verimliliğe zarar verir. İtalyan ekonomisi, Grafik 1’de görüleceği üzere, 1990’ların sonundan itibaren işçi verimliliği ve ekonomik gelişim konusunda çok ciddi bir durgunluk yaşamaktadır. 20 yıldır devam eden verimlilik durgunluğunun önemli bir sebebi olarak da bazı çevreler İtalya’daki politik ayırımcılığa ve kayırmacılığı göstermişlerdir (Pellegrino ve Zingales, 2017).

İtalyan ekonomisindeki durgunluğu tek bir nedene dayandırmak her ne kadar zor olsa da, yaptığımız araştırma bu konuda bize çok ciddi ipuçları vermektedir. Makalemizde şirketlerin politik bağlantılarının İtalya’daki yapıcı yıkımı ve verimlilik artışını engelleyici rol oynadığı konusunda çok önemli bulgular elde ettik.

İtalya’da bazı şirketler, politik bağlantıları sayesinde rekabeti engelleyebilmektedirler. Böyle bir ortamda, daha verimli olan yeni girişimciler, politik bağlantılı bu genelde yaşlı şirketlerin önüne geçememektedirler ve bu da endüstriyel dinamizmin kaybolmasına sebep olmakta ve ekonomideki teknolojik inovasyonların ortaya çıkmasına engel olmaktadır.

Bu çalışmamızda İtalya Sosyal Güvenlik sisteminin verilerini kullandık. Bu verilerde 1993–2014 arasında İtalya’daki bütün özel sektör şirketlerini ve onların bütün çalışanlarını gözlemledik. Bu veri sayesinde, 5 milyon civarında şirketin kimleri çalıştırdığını, ne kadar maaş ödediklerini ve politik bağlantılarını detaylı inceledik. Bu şirket verisini ayrıca 500 bin civarında ilçe, il ve bölge seviyesindeki yerel politikacı kayıtları ile birleştirdik. Bu veriye bir de 30 bin civarındaki belediye seçim sonuçlarını ekledik. İtalya’daki yerel politikacılar, belediyelerde görev aldıkları süre içerisinde, aynı zamanda şirketler için de çalışabilmektedirler. Bunun sebebi, yerel politikacı olmanın part-time bir iş olmasıdır. Verideki bu özellik bizim politik bağlantılı şirketleri belirlememizde büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Analizimizde eğer bir şirket,  herhangi bir yıl içerisinde aynı zamanda bir belediyede başkan, başkan yardımcısı ya da encümen üyesi olarak çalışmakta olan bir yerel politikacıyı kendi şirketinde maaşlı bir işçi olarak çalıştırıyor ise, biz o şirketi o yıl içerisinde “politik bağlantılı şirket” olarak tanımladık. Şirketlerin zaman içerisindeki performanslarını ölçmek için verilerimize şirket bilançolarını ve Avrupa Patent Enstitüsü’nden patent verilerini de ekledik. Bu zengin veri tabanı bize milyonlarca şirketin ne tür politik bağlantılar kurduklarını, piyasadaki konumlarına göre bu bağlantılarını nasıl geliştirdiklerini, politikacılarının pozisyonlarını ve partilerini, detaylı bir şekilde analiz etmemize imkân sağladı.

Bu makalede il, ilçe ve bölge seviyesindeki yerel politikacılar analizimizin odak noktasını oluşturdu.

İtalya’da 8 bin civarında ilçe belediyesi, 110 civarında büyükşehir belediyesi ve 20 tane de bölge yönetimi mevcuttur. Bu farklı coğrafi seviyelerde toplam 500 bin civarında yerel politikacı görev almaktadır. Bu politikacılar önemli güce sahipler.

Buna örnek olarak imar belgelerinin izin ve tedarik görevi, kent planlaması, alt yapı hizmetleri, su dağıtımı, kanalizasyon, sağlık hizmetleri, vergi (bazı durumlarda) toplamak gösterilebilir. Sektörlere detaylı olarak baktığımızda politik bağlantılı şirketlerin daha çok bürokratik engellerin yüksek olduğu sektörlere yoğunlaştığını tespit ettik. Şirket özelliklerine baktığımız zaman da genel olarak daha yaşlı ve daha büyük olan şirketlerin politik bağlantılı olduklarını gördük.

Rekabet ortamı piyasadaki lider şirketle onun rakipleri arasında ilginç dinamikler yaratmaktadır. Rakipleri yeni ürün ve inovasyonlarla liderin önüne geçmeye çalışırken, lider şirket ise korumacı stratejilerle rekabeti engelleyerek piyasadaki lider pozisyonlarını korumaya çalışmaktadırlar.

Bu korumacı stratejiler, politikacıları işe almak şeklinde de olabilir. Analizlerimizde bu “liderlik paradoksunu” çok ciddi şekilde gözlemledik. Örneğin Grafik 2’de her bir marketteki (yıl, bölge ve sektör) en büyük 20 şirketi inceledik. Bu grafikte yatay eksen şirketlerin market paylarına göre pozisyonlarını, soldan sağa azalarak, göstermektedir. Market lideri “1” değerini alırken, bu 20 şirket arasındaki en küçük şirket de “20” değerini almaktadır. Soldaki dikey eksen şirketteki inovasyon yoğunluğunu (patent sayısının işçi sayısına bölümü), sağdaki eksen de politikacı yoğunluğunu (şirketteki politikacı sayısının işçi sayısına bölümü) göstermektedir. Bu grafikteki en çarpıcı bulgu, lider şirketlerde, rakiplerine oranla inovasyon yoğunluğunun daha düşük, ancak politikacı yoğunluğunun daha yüksek oluşudur. Bu bulgu, politik bağlantıların inovasyonu arttırıcı bir amaç yerine, daha çok rekabeti düşürücü bir amaç uğruna kullanıldığı fikrini desteklemektedir.

Analizimizin devamında ayrıca, politik bağlantılı şirketlerin, bağlantılı olmayan şirketlere göre hayatta kalma ihtimallerinin çok daha yüksek olduğunu gördük. Buna ek olarak, bağlantılı şirketler istihdam olarak bağlantılı olmayan şirketlere göre daha hızlı büyümekteler, fakat üretim verimliliği açısından daha hızlı büyümemekteler. Bu bulgular yine politik bağlantıların rekabet düşürücü amaçla kullanıldığı görüşünü güçlendirmektedir.

Araştırmamız, yerel seçim sonuçlarının şirketler üzerine de farklı etkiler yarattığını göstermektedir. Örneğin, kafa kafaya sonuçlanmış seçim sonuçlarında kazanan partiye üye olan politikacıları çalıştıran şirketler, kaybeden partiye mensup politikacı çalıştıran şirketlere oranla seçim sonrasında çok daha hızlı büyümektedirler. Bu fark yaklaşık olarak %8 civarındadır ki, bu çok büyük bir büyüme oranı farkıdır. Aynı zamanda kaybeden partiye yakın olan şirketlerin seçim sonrası kepenk kapatma ihtimallerinin de çok daha büyük olduğunu görmekteyiz. Bu sonuç da bize yine politik bağlantıların rekabet arttırıcı değil, rekabeti yavaşlatıcı etkileri olduğunu göstermektedir.

Araştırmamızda ayrıca politikacıların ve şirketlerin, kazançlarını bölüştüklerini görmekteyiz. Örneğin şirketteki sıradan bir işçiyi ele alalım. Herhangi bir t=0 zamanında seçim olsun ve bu sıradan işçi t=0 zamanındaki seçim sonucunda ilk defa belediyede başkanlık, başkan yardımcılığı ya da encümen üyeliği gibi bir pozisyona gelsin. Grafik 3’te seçimden önce sıradan bir işçi olan bir kişinin, t=0 zamanında belediyede politikacı olduktan sonra şirketinden aldığı maaşında ciddi bir artış olduğunu görmekteyiz. Bu sonuçlar bize politik bağlantıların hem şirketlere, hem de politikacılara maddi kazanç sağladığını göstermektedir. Yaptığımız ilave hesaplara göre kazanılan pastanın %20’si yerel politikacıya, %80’i ise şirkete gitmektedir.

Yaptığımız çalışmada daha makro seviyede endüstriyel dinamiklere de baktık. Politik bağlantılı şirketlerin yoğun olduğu sektörlerde yeni şirket oluşum oranı, şirket büyüme hızları ve verimlilik oranlarının genel olarak çok daha düşük olduğunu gözlemledik. Bu sonuç bize politik bağlantıların şirketlerden öte, sektör seviyesinde de verimlilik kaybı yarattığını göstermektedir. Sonuç olarak yaptığımız çalışma, şirketlerin politik bağlantılarının ekonomiye çok ciddi olumsuz etkiler yarattığını göstermektedir. Bu bağlantılar bazı şirketlere fayda sağlasa da, piyasa rekabetine yarattığı olumsuz etkiler sebebiyle ekonominin geneline büyük zararlar vermektedir. Son yıllarda hem ABD’de hem de Avrupa’da lobi faaliyetleri artmakta ve ekonomik dinamizm azalmaktadır. Araştırma sonuçlarımız dünyada gözlemlenen lobi faaliyetlerindeki artış ile ekonomik dinamizm kaybı arasındaki ilişkiye de bir açıklama getirebilmektedir.

Kaynakça
– Akçiğit, U, S Baslandze ve F Lotti (2018), “Connecting to power: Political connections, innovation, and firm dynamics,” NBER, working paper 25136.

– Pellegrino, B ve L Zingales (2017), “Diagnosing the Italian disease,” NBER Working Paper 23694.

Profesör Dr. Ufuk Akçiğit, Chicago Üniversitesi ekonomi bölümünde öğretim üyesidir ve ‘‘Arnold C. Harberger’’ kürsüsüne sahiptir. Bir makroekonomist olarak, araştırmaları ekonomik büyüme, üretim verimliliği, rekabet, özelleştirme, sanayi politikaları, firma dinamikleri, beşeri sermaye, ve inovasyon ekonomisi üzerine odaklanmaktadır. Prof. Dr. Akçiğit, ilk olarak 1. İktisat ve Toplum Dergisi Asaf Savaş İktisat Ödülü'ünü kazanmış; makroekonomi alanında yaptığı başarılı çalışmalarıyla 2019'da Almanya’nın saygın ödüllerinden, Max Planck-Humboldt araştırma ödülüne layık görülmüştür.

Bir cevap yazın