Kurumsal Değişimler için İtici Güç Nedir? Erken 20. Yüzyıl’dan Bir Örnek ile Değerlendirme – Avni Önder Hanedar


 Türkiye, kuruluşundan beri ciddi idari ve mali değişim dönemlerinin etkisinde kalan bir ülkedir ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyıl başlarından itibaren yenilik ve dünya sistemine uyum sürecinde devreye soktuğu Tanzimat gibi reform hareketleri, güncellemelere rağmen hala taşıyıcı kolon işlevini görmektedir. Bu ortak süreç ile ilgili en bilindik görüş, reform nitelikli hareketlerin bürokratik talepler ile ortaya çıkmış olması nedeniyle geniş kitleler için sürpriz niteliği taşımasıdır (Berkes, 2010: ss. 401–403). Dolayısıyla, anayasal sistem tesisi dahil birçok kurumsal değişimin iktisadi dalgalanmalar ve politik çalkantılar gibi dip dalgaların şiddeti ile daha ilişkili olma ihtimalinin düşük kaldığı kabul görmektedir. Bu dönüşümlerin bürokrasi ve uluslararası politik arenanın ihtiyaçlarına paralel olarak dar ve genelde bürokratik gruplar tarafından ve geniş kitlelerden uzak şekilde biçimlendirilmiş olması, belki de değişimlerin etkilerinin hızlıca kaybolmasını açıklayabilir. Muhtemelen, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılma öncesi gerçekleştirdiği reformların, bu tip bürokratik dairenin dar talepleri içerisinde kalması, örneğin Punch gibi, Avrupa basını tarafından bile “balon” olarak nitelendirilmesine neden olmuştur (Hanedar ve Çalışkan, 2019: s. 164). Bu tartışma ekseninde, yazının ana sorusu, “Türkiye’de reform ve kurumsal değişim çabaları toplumsal ihtiyaçlar ve gerilimler ile bağlantılı olarak mı ortaya çıkmıştır?” şeklindedir. Yazının motivasyonu ise “Türkiye’de reform ve kurumsal değişim uygulamalarının yaratacağı etkilerin kalıcılığının; ilgili olayların geniş kitleler için sürpriz nitelik arz etmesine bağlı olabilmesidir.” 

Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 125
Sayfa Aralığı: 94-102

Bu makalenin tamamını okumak için satın almalısınız.

Bir cevap yazın