“Metal Yorgunluğu” – Bozkurt Güvenç


Son günlerde, medyanın gündeminden düşmeyen bir “metal yorgunluğu” konusu var. Önce şaşırmıştım: Mühendislerin, metal yapılardaki aşırı ve uzun süreli yüklemelerin yol açtığı, uzama, eğilme, bükülme ve kırılma benzeri olayları açıklamak için kullandıkları “metal yorgunluğu” kavramı, AK Parti’nin kendini, ülkeyi ve cumhuriyeti yenileme söylemine nasıl yerleşti? Danışman mühendislerin bir benzetmesi olabilir miydi bu? Şu da var ki, bu benzetmeyi her duyduğum ya da okuduğumda, “Teşbihte hata olmaz, hatasız teşbih olmaz!” deyimini hatırlıyorum. Osmanlıca-Türkçe sözlüklerde bir dizi teşbih var, ama sanırım, günümüz Türkçesinde yaşayan tek teşbih budur. Bugün kaba veya küçültücü bir teşbih yaparken, “Benzetmek gibi olmasın” diyerek özür dileyen kişilerin sayısı azalmaktadır. Kimi yazarçizerler birbirini adlı adınca, düpedüz benzettikten sonra Avrupa’nın en görkemli adalet saraylarında yıllarca hesaplaşmaktadır. Ergenler ve yaşlılar aralarında olmak üzere 80 milyonluk ülkede 250 milyon dava dosyası başka nasıl açıklanabilir? Kişi başına 3 dosya, siyasi bazı benzetmelerin hatalı olduğunu veya bulunduğunu düşündürüyor. “Haydi oradan metal yorgunu, sen de!” sözü, zamanla küfür veya hakaret sayılır mı, yaşayıp göreceğiz.

Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 83
Sayfa Aralığı: 7 - 11

Bu makalenin tamamını okumak için satın almalısınız.

Bir cevap yazın