çok iyimser olmadığımı itiraf etmeliyim. Ama yoğunluğum dolayısıyla epeydir uzak kaldığım İktisat ve Toplum okurları ile tekrar buluşuyor olmaktan dolayı mutluyum. Ne zamandır Meksikalı uyuşturucu baronu Joaquin “El Chapo” Guzman’ın 2016 başında Meksika polisi ve deniz piyadeleri tarafından üçüncü kez yakalanmasından sonra yapılan tartışmanın düşündürdükleri hakkında yazmak istiyordum. Kısmet bugüneymiş. İlk yakalanışında Guatemala’da, ikinci yakalanışında ise Meksika’da tutulduğu hapishaneden firar eden Guzman’ın üçüncü defa yakalanmasından sonra hapis cezasını nerede çekmesi gerektiği uzun süre tartışıldı. Aralarında Meksikalı yetkililerin de bulunduğu birçok kişi, Guzman’ın hak ettiği cezayı gerçekten çekmesini sağlamanın yegâne yolunun ABD’deki bir hapishanede tutulması olduğunu söylediler. Kendi mahkemesinde hüküm giyen vatandaşını içeride tutmayı başaramayabileceği endişesiyle yabancı bir ülke cezaevine kapatmayı düşünen Meksikalıların durumu bizim “balık kokarsa tuzlanır; tuz kokarsa ne yapılır?” sözünde ifadesini bulan çaresizlik. Meksikalılar kokan balık Guzman’ı tuzlamak istiyorlar ama ellerindeki tuzun da koktuğunun farkındalar. Ben bu çaresizliği acıklı buldum. Ama bir Türk olarak empati yapmakta çok da zorlanmadım doğrusu. Bakın neden olduğunu izah edeyim.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 75Sayfa Aralığı: 6 - 8
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.