Dünya artık daha zengin bir yer ancak, daha huzurlu bir yer değil. Peki, bu yükselen zenginlik ve bolluk çağında yaşanılan huzursuz refahın kaynağı nedir? Hiç kuşkusuz bu sorunun cevabı, eşitsizlik ve yoksunluktur. “Huzursuz refah”, Paul Krugman tarafından altmışlı yıllar için kullanılmış ve o yıllara ayna tutmuştur, fakat bu kavramın hikmeti, dönemin ABD’sini açıklamanın ötesine geçmiş ve günümüz toplumlarının tabiatını temsil eder hale gelmiştir. Dünya ekonomisi son 15-20 yılda belirgin bir ilerleme kaydetti. Dünya üzerinde birçok ülke ulusal gelirini artırmayı başardı. Ancak, çok sayıda insanın hâlâ birçok ihtiyacını karşılayamadığı -ki bunların çoğunluğu temel ihtiyaçlar- yoksunluklarımız ve zenginliklerimiz ile birlikte ayrışmış bir bolluk çağı içerisinde yaşıyoruz. Artan ulusal gelirlere rağmen düşen yaşam standartları, eğitim ve sağlıktaki eşitsizlikler, yaratılan ekonomik büyümenin küçük bir azınlığa doğru aktığını ve üst gelir kesimindeki kontrolsüz büyümeyi gözler önüne sermektedir. Yaratılan maddi refahın yoksulluğa ve eşitsizliğe tam anlamıyla bir reçete olamadığı açıktır.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 98Sayfa Aralığı: 83 - 91
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.