İçinde bulunduğumuz dijital döneme ve dijital teknolojilere dair anlatılar ve temsiller çoğunlukla, geçmişe dair nostalji yahut geleceğe dair sarsılmaz bir umutla bezenmiş durumda. Bir taraftan dijital teknolojiler, genç nesillerin artık etrafıyla iletişim kuramayan bireylere dönüşmesinin ardında yatan yegane sebep olarak algılanmakta. Bir taraftan da yine aynı teknolojilerin, insanlığı “kablosuz”, sömürüsüz ve eşitlikçi bir geleceğe götüreceği vazediliyor. Bu makale, her iki anlatıda da yer verilmeyen ve dijital ekonominin kalbindeki temel çelişkiyi konu edinmektedir. Dijital medyayı arkadaşlık, muhabbet veya haber paylaşımı için kullanan bizler, bir taraftan da içerik üreticileriyiz ve dolayısıyla dijital platformlarda ürettiklerimizin karşılıksız olarak reklamcılara satılması gibi bir durumla karşı karşıyayız. İşte bu makalede, sosyal medyada yaptığımız paylaşımlardan hareketle dijital emek süreçlerine dikkat çekilerek, yabancılaşma ve sömürü gibi kavramların içinde bulunduğumuz dijital dönemi anlamak açısından ne kadar yeterli olup olmadıkları tartışılacaktır.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 71Sayfa Aralığı: 20 - 30
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.