İTD 115. Sayı – POPÜLİZM SINIR TANIMIYOR


Popülizm iktisat politikalarını ters yüz etmede sınır tanımıyor. Salgın döneminde de bu yıkıcılığını sürdürdü. Dünyanın süper gücü olarak gösterilen ABD, popülist Başkan D. Trump sayesinde tuş oldu. Trump’un tutumunun sadece ekonomik sonuçları olsa, yaptıkları göz ardı edilebilirdi; ancak öyle olmadı. On binlerce insan kurulan sağlık sistemi ve salgının başlangıcındaki boş vermişlik sebebiyle öldü.

Salgın döneminde popülist liderler üzerlerine adeta yapışmış kimliklerine uygun davrandılar. Bunu İngiltere’de, Çin’de, Rusya’da ve Brezilya’da da gördük. Liderlerin uyguladığı popülist politikalar ciddi insan kayıplarına neden oldu. Popülizm uğruna adeta H. İbsen’in “halk düşmanlığını” yaptılar. Trajikomik olan ise halkın bir kısmının, yöneticilerin gösterdikleri bu sakat davranış biçimine destek vermesi oldu.

Popülizm elbette salgına özgü bir akım değil. Her ne kadar geçmişi XX. yüzyılın başlarında Rusya’ya dayansa da, hemen her ülkede, her zaman kendine zemin buldu. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu zemin çok daha kolay bir şekilde oluştu. Halkın Leviathan’ın gücüne tapınması, bu ülkelerde siyasetçilerin de Zübükleşmesini sağladı. Türkiye bu süreci kısa aralıklar dışında 1950 yılından bu yana yaşamakta. Hatta öyle dönemler oldu ki, popülizmden kurtulmanın mümkün olmadığı görülünce, “Bunu ne kadar az maliyetle atlatırız?” noktasına varıldı. Halkın vulgar diliyle süreç, “yiyorlar ama iş yapıyorlar” şeklinde özetlendi.

Popülizm miyopik bir körlüktür. Uzun dönemde ülkelere yüksek maliyeti olmaktadır. Üstelik bu maliyet sadece iktisadi değildir. Toplumun kurumsal yapılanması çözülmektedir. Bunu yeniden sağlamak zor olduğu gibi, maliyeti de çok yüksektir.

İTD dünya ölçeğinde iklimi, sağlığı, daha da ötesinde ise insanın varlığını tehdit eden popülizmi bu sayısında masaya yatırıyor. Kısa sürede ve ummadığımız hızla değerli akademisyenler sayımıza katkı vermeyi kabul ettiler. Tüm yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. Kitaplığınızda saklayacağınız bir derginin yaratılmasını sağladılar.

Salgın nedeniyle yayın dünyası da ciddi ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Efil Yayınevi ve İTD olarak biz de bundan payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Yükselen döviz kuru nedeniyle artan kâğıt ve matbaa giderlerinin üstüne bir de salgın ile birlikte gelen satış zorlukları (kapanan kitabevleri ana neden olmakla birlikte, aynı zamanda sonuç) yayınevlerini adeta hareketsiz kıldı. Bu zorlu ortama rağmen hükümet yaptığı teşviklerde yayın dünyasını görmezlikten geldi.

Tüm bu zorluklara rağmen önümüzdeki aylarda da İTD, özel sayılar yapmaya devam edecek. Siz okuyucularımızdan bu dönemdeki dileğimiz, tek satış noktamız olan elektronik ortamdan dergi ve kitaplarımızı satın alarak bizlere destek olmanızdır.

Sevgiyle ve okuyarak kalın…

Bir cevap yazın