Ekonomiyi diğer sosyal bilim dallarından ayrıştırarak analiz etmek anlamlı sonuçlar doğurmaz. Bu denendi, olmadı. Teoriler de, politikalar da çöktü. Bir başka deyişle ekonomizm çöktü. Bundan ders alan akademisyenler, politikacılar oldu; ancak, bu olguya hâlâ direnenler var. Onlar için yüksek büyüme oranı, ekonomi açısından kilit değişken. Büyüme oranı iyi ise, sorun yok demektir, vice versa. Türkiye’de de üçüncü çeyrek büyüme oranı %11,1 gelince, bakıyoruz bu tür değerlendirme yapanların sesleri daha yüksek çıkmaya başladı. Nasıl büyüdük, nasıl bölüştük gibi sorular sorulmuyor, soranlar da oyunbozan olarak görülüyor. İTD, oyunbozan olmaya devam ediyor. Bu sayımızda büyümeyi masaya yatırdık. 2017 yılı gerçekleşmelerini ve 2018 beklentilerini sizler için analiz ettik. İTD’de yenilikler yapmaya çalışıyoruz; ancak, bir ara moda olan “yeni” tavırlar içerisinde değiliz, çünkü ülkemizde yeni denilince, daha çok değersizleştirme politikaları üretiliyor. 2018, İTD’yi yayımlayan Eflatun Basım Dağıtım Şirketinin, Efil Yayınevinin 10. yılı. Bir dizi etkinlik planlıyoruz. Okuyucularımızın önerilerine de açığız. Bize mail adresimizden ulaşabilirsiniz.Türkiye OECD ülkeleri içerisinde insanların birbirine güven duyma endeksinde, sondan ikinci sırada. Güveni sağlamanın yolu, ülkenin kurumlara ve kurallara bağlı yönetilmesinden geçiyor. Türkiye’de ise bu, ciddi biçimde zayıfladı. Güveni sağlamadan ekonomide istikrar sağlamak mümkün değil. Bunu yazıyorum, çünkü İTD ekibi birbirine güvenenlerce çıkarılıyor. Yoksa başarılı olamazdık. 2018’de de aynı çizgide devam edeceğiz. Okuyarak ve sevgiyle kalın.





Bir cevap yazın