İTD 88. Sayı – Güncel Olmak


Dünya ekonomisi yılın ikinci ayına borsalarda hızlı bir düşüşle başladı. Bu bizler için şaşırtıcı olmadı, çünkü küresel ekonomik kriz büyüme rakamlarına bakılarak aşıldı gibi görünse de, yapısal sorunlar yerli yerinde duruyor. Bunların başında da sermaye hareketlerinin halen başıbozuk dolaşmasına yönelik hiçbir düzenlemenin yapılmaması ve krizin bedelinin ödenmesindeki eşitsizlik yer almaktadır. İktisat ve Toplum Dergisinde, sekiz yıllık yayın sürecinde bu konuda birçok yazı yayımladık. İyi ki de öyle yapmışız, böylece en azından bizim okuyucumuz durumun farkına varmış oldu.

Türkiye geniş çaplı bir askeri operasyon ile Suriye’ye müdahale etti. Küçük ya da büyük her askeri harekâtın bir bedeli olmakta; bu Türkiye için de geçerli. Operasyon ne yazık ki siyasal partilerin önemli bir kısmı tarafından politika malzemesi haline getirildi. OHAL’ın neden olduğu kısıtlar nedeniyle farklı bir analiz yapmak, bunu yüksek sesle dile getirmek mümkün değil. Bu da yapılan harekâta yönelik tartışmaları sığ hale getirmekte. Dolayısıyla savaşın yaratacağı bedel de özgürce tartışılamıyor. Bedel elbette sadece ekonomik değil; ölen her insan Türkiye için büyük bir bedeldir, özellikle de aileleri için.

Siz okuyucularımıza İTD olarak güncelliğin içinde kaybolmayacağız sözünü vermiştik. Bu sözümüzde duruyoruz. Türkiye ekonomisi açısından çok önemli olmasına rağmen, akademik dünyanın dışında derinlemesine tartışılmayan bir konu olan Sanayi ve Hizmet Sektörlerini ele almaya başlıyoruz. TED Üniversitesinden sevgili hocalarımız N. Nergiz Dinçer ve Ayça Tekin-Koru konuyu gündemlerine aldılar. Yazdıkları makaleyi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. Bu sayımızda tek bir konuda yoğunlaşmak yerine farklı alanlara açıldık. İlginç yazılar sizleri bekliyor.

Kardeş dergimiz EfilJournal, Mart ayında İlkbahar sayısı ile yayın hayatına adım atıyor. Akademi dünyasında ciddi bir boşluğu dolduracağını inandığımız EfilJournal’ı, diğer akademik dergilerin aksine kitabevlerinden de satın alabileceksiniz. Yani kapalı kutu yayımcılığı yapmayacağız.

Yapılan son bir araştırmaya göre halkımızın yüzde 70’inin kitapla, dergi ile ilişkisi olmadığı ortaya çıktı. Bu olumsuz veriye rağmen, biz inadına “Sevgiyle ve Okuyarak Kalın” diyoruz.

 

Ömer Faruk Çolak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.