“ Bendeniz Haşmet İbriktaroğlu… Dedemin dedesi, Osmanlı sarayında ibrikçibaşı imiş. Dedem paşa, amcam süferadan, babam da zengin bir hovarda hem de tüccar. Beylerbeyi’nde bir yalıda dünyaya gelmişim. Validem, daha ben bir yaşımdayken yakışıklı bir zabitle kaçmış. Peder, içkide iki hanı ve bir koca köşkü yemiş bitirmiş. Eh, servetin geri kalanını ayıptır söylemesi biz batırdık; tüccarlığın bir zamane sanatı olarak inceliklerini kavrayamadığımızdan birkaç işten-anlamazın aklına uyup birkaç madrabazın eline çevirsinler diye para bıraktık. İflasla beraber yalıyı da sattık. Bir çul artmamacasına geriye kalan ne var ne yoksa hepsini dağıttık. Gerçekte kaldı mı bilmem ama benim gönlümde hâlâ bir güzel İstanbul yaşar. Ahhh güzel İstanbul, nasıl da bozulmamış o bin yıllık güzelliğin.”1 1966 senesinde iskelede durup bineceği vapuru beklerken, kaybettiği İstanbul’a bakarak iç çeken ve bu unutulmaz sözleri sarf eden Haşmet (Sadri Alışık), 27 Temmuz 2017 günü aynı yerden İstanbul’a baksa acaba neler söylerdi?
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 82Sayfa Aralığı: 29 - 34





Bir cevap yazın