Hayatının son yıllarında o, tren istasyonlarına merak sarmıştı. Evden sessizce çıkar, doğruca yakındaki tren istasyonuna giderdi. Orada boş bulduğu bir banka oturur, saatlerce gelen geçeni, gelen giden yolcuları, trenleri, arabaları seyrederdi. O arada, o engin dimağından neler geçerdi, bilinmez. Bir gün, halini, dış görünüşünü pek tuttuğu bir yolcuya yaklaşmıştı; Trenden inen adamın valizlerini aldı, arabaya taşımaya başladı. Valizler arabaya yüklenince yolcu cebinden üç beş kopek çıkarıp uzattı. Tolstoy parayı alıp cebine koyduğunda yolcu onun kim olduğunu anlamıştı. Mahcubiyetle özür dilerken o, üzülmeyin rica ederim, bu yaşlı adam bir işe yaramış oldu, karşılığında hakkıyla bir ücret de kazanmış oldu diyordu.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 38Sayfa Aralığı: 85 - 89
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.