Eğitim Harcaması Mı, Gösteriş Tüketimi Mi? Türkiye’deki İktisat Bölümlerinde Akademik Enflasyon Sorunu – Altuğ Yalçıntaş


The Economist dergisi, 26 Mart 2015 tarihli sayısında şu tespiti konu alan bir üniversite dosyası yayımlamıştı: “Dünya üniversiteye gidiyor. Yükseköğrenime (her geçen yıl) daha fazla para harcanıyor. Ancak (yükseköğrenimin) buna değip değmediği konusunda çok az şey biliniyor.” Bu tespitin Türk yükseköğrenimi için de yapılması gerektiği kanaatini taşıyorum. Türk yükseköğreniminin buna değip değmediği konusunda güvenilir hiçbir çalışma yok elimizde. Bu sorgulama şu nedenle gerekli: Türkiye’deki yükseköğrenim sistemi, “her ile bir üniversite politikası” nedeniyle, geçtiğimiz 40 yıllık dönemde, niceliksel açıdan benzeri görülmemiş bir sürecin parçası haline getirildi. YÖK tarafından hazırlanan ve internet ortamında yayımlanan “Yükseköğrenim Bilgi Yönetim Sistemi”ne göre, ilk özel üniversitenin (Bilkent) açıldığı 1984 yılına kadar 27 olan toplam üniversite sayısı bugün (özel ve kamu toplam) 206’ya ulaştı. Artık her ilde bir üniversite var. Sadece lisans eğitimi alan öğrenci sayısı 4,5 milyona yaklaştı, öğretim elemanı sayısı 166 bini aştı. 1980’lere kadar Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen öğrencilerin bedava okuduğu üniversiteler, 2019-2020 eğitim öğretim yılında, 4 ila 6 yıl süren eğitimler için yıllık 120,000 TL’ye varan harç talep eder hale geldi.

Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 104
Sayfa Aralığı: 65 - 73

Bu makalenin tamamını okumak için satın almalısınız.

Bir cevap yazın