Kısa vadede istikrarı sağlamak ve enflasyonu düşürmek üzere yüksek faiz politikasına geçilmesi mucizevi sonuçlar getirmeyeceği gibi birtakım riskler de barındırıyor.
Bir Danimarka atasözü “tahminde bulunmak zordur” der, “özellikle de gelecek hakkında.” Gelin görün ki Türkiye’de iktisatçılardan en çok talep edilen şey, gelecek hakkında tahminde bulunmalarıdır. Özellikle de döviz kuru hakkında. Parası olsun olmasın hemen herkesin iktisatçı olduğunuzu öğrendiğinde ilk sorusu “dolar kaç TL olur?”dur. Eğer bir tahminde bulunmazsanız bir şeyleri bildiğiniz ama onlarla paylaşmadığınız için size kızarlar. Yok bir tahmin vereyim derseniz de “ama X şöyle olur diyor, sen de bir şey bilmiyorsun” yollu bir yanıt alabilirsiniz.
Halbuki herhangi bir ülkenin para biriminin diğer para birimlerine göre değerinin ne olması gerektiği iktisat teorilerindeki tartışmalı ve belirsiz konulardan birisidir. Örneğin, bazıları kurun er ya da geç cari dengeyi sağlayacak bir seviyeye gelmesi gerektiğini iddia ederken bazıları da reel kur hesaplarını kullanarak enflasyona göre kurun nereye gelmesi gerektiğini hesaplar.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 151Sayfa Aralığı: 24-30
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.