Dünya 2020 yılına yine şiddetle girdi. ABD, İran’ın önemli askeri kimliğe sahip komutanı Kasım Süleymani’yi SİHA ile öldürdü. ABD’nin bu tür eylemleri geçmişte de hep oldu. Çoğunlukla da bu saldırıları Ortadoğu’da yaptı. Dolayısıyla bu atak pek sürpriz sayılmaz. Ancak şunu da baştan söylemek durumundayız: ABD’nin ve diğer emperyal ülkelerin Ortadoğu’da bu kadar at koşturması bölgenin sürekli bir çatışma alanı olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim dünya çatışma haritasına baktığımızda hemen hemen tüm İslam ülkelerinde çatışma bulunmaktadır.1 Bu çatışma alanlarının önemli bir kısmında da iç savaş sürmektedir. Yaşanmakta olan çatışmalar kimi zaman mezhep kaynaklı olurken, kimi zaman da iktidar mücadelesinden kaynaklanmaktadır. Üstelik bu çatışmalar yeni de değildir. Örneğin Lübnan’da iç savaş yıllarca sürmüştür. ABD’nin 1990’da başlayan Irak müdahalesi 30 yılını doldururken, Irak’ta ABD’liler Iraklılarla savaşırken, ülke bir taraftan da kendi güç odaklarının birbiriyle çatışmasına sahne olmaktadır. 2011 yılında Arap Baharı (kimileri Yasemin Baharı diyor) adıyla başlayan ABD ve AB destekli post-modern ufuklu müdahale İslam ülkelerindeki bölünmüşlüğü daha da artırmıştır.
AÇIK ERİŞİM İÇİN TIKLAYINIZ.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 111Sayfa Aralığı: 25 - 29
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.