Türkiye’de küreselleşmeden en olumsuz etkilenen sektörlerin başında tarım yer alıyor. Özellikle son on yedi yıldaki gelişmeler hem tarımsal üretime, hem de üreticilere büyük darbe vurdu. Tarım ve hayvancılıkta ithalat hızla artıyor, dışa bağımlılık giderek yükseliyor. Tarımın yanı sıra, gıda ve tekstil gibi tarıma dayalı sanayilerde de hammadde ve ara girdi ithalatı son yıllarda artışa geçti. Bu nedenledir ki, kur artışlarının en yüksek maliyet-fiyat artışlarına yol açtığı kesimlerin başında işlenmemiş tarım ürünleri ve gıda geliyor. Hem tarım ve hayvancılık ürünleri ithalatının, hem de gıda fiyatlarının kısa ve orta vadede artmaya devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Oysa Cumhuriyet’in en önemli başarılarından birisi tarımda ve tarıma dayalı sanayilerde dışa bağımlılığa tümüyle son vermiş olmasıydı. Özellikle 1930’lardan 1980’lere kadar izlenen politikalar sayesinde tarım sektörü hem işlenmemiş gıdaları, hem de 1930’larda kurulmaya başlayan ve sonrasında gelişen tekstil ve gıda sanayilerinin gereksinim duyduğu tarımsal hammaddeleri üretir hale geldi. Kuşkusuz, tarımsal üretimde kullanılan damızlık hayvan, anaç (tavukçuluk) ve yapağı, yağlı tohumlar gibi bazı ara girdiler ile traktör ve diğer tarım makinalarında ithalat bir süre daha devam etti, ama daha planlı dönemin başında Türkiye tarımda ve tarıma dayalı sanayilerde kendine yeterli bir ülke konumuna yükseldi.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 96Sayfa Aralığı: 59 - 65
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.