Bir gün ofiste iş arkadaşınız, “Yoruldum çalışmaktan, kendime hiç vakit ayıramıyorum. İstifa edip Ege’nin bir köyüne gitmek istiyorum” diye öz bakım vaktinin olmadığından yakınıyor. Masanıza geçip internetten haberleri okuduğunuzda karşınıza Kanada Başbakanı Justin Trudeau (BBC, 2024) hakkında, “Her gün işi bırakmayı düşünüyorum. Yaptığım kişisel fedakârlıklar düşünülürse çılgınca bir iş” dediği ve kendi kişisel vaktine vurgu yaptığı bir haber çıkıyor. Eve dönüş yolunda aklınıza çalışmayı bırakıp tam da hayalinizdeki gibi yepyeni bir hayat kuran eski iş arkadaşınızın başarı hikâyesi geliyor. Ancak, çocukluğunuzda “Ağustos Böceği ve Karınca” hikâyesini çok dinlediğiniz ve çalışmanın erdemi hakkında çeşitli güzellemelerle büyüdüğünüz için zihninizden bu düşünceleri uzaklaştırmak istiyorsunuz. Ancak aksi gibi, derin düşüncelerle evinizde oturup bilgisayarınızdan okuma yaparken önünüze The New York Times’ta kitap eleştirmeni olan Dwight Garner’ın Nisan 2020 tarihli yazısı düşüyor. Garner, herkesin kötü bir karantina geçirmediğini belirterek, Tom Stoppard’ın The Spectator için yazdığı makalesine değiniyor.
Sayı: 162, Nisan 2024





Bir cevap yazın