GİRİŞ
Wesley Clair Mitchell, 1874-1949 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir iktisatçıdır. Veblen ve Commons ile birlikte Amerika’da özellikle iki dünya savaşı arasında oldukça etkili olan Kurumsal İktisat okulunun en önemli temsilcilerinden biridir. Veblen’in öğrencisi olup Veblen’in neoklasik iktisada yönelttiği eleştirileri ve evrimsel bir bilim için önerilerini benimsemiştir. Çalışmaları ile esas olarak kendisinin “para ekonomisi” olarak nitelendirdiği kapitalizmin işleyişinde ortaya çıkan istikrarsızlıkları araştırmayı amaçlamıştır. Bu anlamda, ABD ekonomisi başta olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya gibi büyük kapitalist ülkelerdeki istikrarsızlıkları araştırarak bir iş çevrimleri teorisi oluşturmaya çalışmıştır.
Mitchell, iktisat tarihinde ve yazınında iktisadi olayların araştırılmasında istatiksel çalışmaları ve ampirizmi ön plana çıkarmasıyla ve bu yöntemleri iş çevrimleri ile ilgili yaptığı araştırmalarda yoğun bir şekilde kullanmasıyla bilinir. Bu doğrultuda, iktisatta istatiksel ve niceliksel tekniklerin kullanılmasının önemine işaret eden Mitchell, istatiksel ve niceliksel analizin gelişmesini sağlayacak National Bureau of Economic Research (NBER) başta olmak üzere birçok kurumun kurulmasına katkıda bulunmuştur. NBER’da çalışma arkadaşlarıyla birlikte oluşturdukları veri setleri ve geliştirdikleri istatiksel ölçüm ve analiz yöntemleri ile birlikte iktisatta ampirizmin yolunu açmıştır.
NBER’da iş çevrimleri ile ilgili olarak yaptığı çalışmalar, Mitchell’in ampirik yönünün ön plana çıkmasına neden olmuştur. Oysa, Mitchell’in iktisat bilimine yaptığı katkı sadece bununla sınırlı değildir. Üstelik, Mitchell’in ampirik çalışmalara verdiği önem çoğunlukla yanlış yorumlanmıştır. Bu yazıda, Mitchell’ın günümüzde ana akım iktisatçılar tarafından yoğun bir şekilde kullanılan ampirizme büyük katkı sağlamış olmakla birlikte Mitchell’ın ampirizminin ana akım iktisatçıların ampirizminden oldukça farklı olduğu ileri sürülecektir. Çünkü, Mitchell ampirik verileri iktisadi hayata ilişkin düzenlilikleri ve genel eğilimleri saptamak ve iktisadi değişimi ve evrimi analiz ederek somut iktisadi süreçleri incelemek amacıyla kullanmıştır. Bu şekilde gerçek hayattaki iktisadi sorunları tespit edebilmeyi ve bu sorunlara çözüm getirebilmeyi amaçlamıştır. Oysa, günümüzde ana akım iktisat ampirik verileri bir takım gerçek dışı varsayımlar ve ön kabullerle mekanik nedensellik anlayışı çerçevesinde soyut teorileri doğrulamak için kullanmaktadır. Mitchell böyle bir yaklaşımı çok ciddi bir şekilde eleştirmektedir. Bu anlamda, Mitchell bir takım varsayımlar ve ön kabullerle oluşturulan teorileri doğrulamayı değil, gerçek ekonomik süreçleri analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Bu çerçevede, Mitchell’ın ampirizmi değerlendirilirken onun kurumsal bir iktisatçı olduğu ve özellikle hocası Veblen’in neoklasik iktisada yönelttiği eleştirileri ve buradan yola çıkarak oluşturduğu evrimsel iktisat anlayışını benimsediği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda, Mitchell neoklasik iktisadın faydacı yaklaşımının ve tümden gelim (deductive) yönteminin son derece sınırlayıcı olduğuna işaret etmektedir. Bu tür bir yöntemsel anlayışın, gerçek ekonomik olayları anlamak ve açıklamak için yetersiz olduğunu düşünmektedir. Mitchell bunun yerine daha realistik, davranışsal ve sosyal psikolojiyi göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsemiştir (Wolfe, 1939: 3). Böyle bir yaklaşım, günümüz ekonomilerinde ortaya çıkan iktisadi problemlerin tespit edilebilmesini ve bu sorunları çözecek bir takım politikaların geliştirilmesini sağlayabilir.
Bu çalışmada, Mitchell’in iktisat bilimine üç yönde katkısı bulunduğuna dikkat çekilecektir. Bu anlamda, ilk olarak, Mitchell’ın iktisadi araştırmalarda ampirik araştırmaya verdiği önem ve bu doğrultuda yaptığı çalışmalar, iş çevrimleri literatürüne yaptığı teorik katkılar ve bir kurumsal iktisatçı olarak benimsediği yöntemsel anlayış bir bütün olarak değerlendirilecektir. Bu yazıda, Mitchell’ın bu üç ayrı alanda yaptığı katkının bir bütün olduğu değerlendirilecek ve Mitchell’ın temel amacının iktisadın soyut iktisadi sorunları ele almak yerine somut iktisadi süreçlerle ve sorunlarla ilgilenilmesini sağlamak ve bu sorunlara çözüm bulmak; diğer bir deyişle iktisadın işlevsel ve pragmatik bir bilim olmasını sağlamak olduğu üzerinde durulacaktır.
MITCHELL’IN İKTİSATTA NİCELİKSEL ANALİZE VE AMPİRİZME VERDİĞİ ÖNEM
Klein (1983), Mitchell’in bir kurumsal iktisatçı olduğunu ve 20.yy’da niceliksel iktisat biliminin gelişmesinde çok büyük bir katkısının olduğunu belirtir. Mitchell’in niceliksel yaklaşımını benimsemiş iktisatçılar Mitchell’in bu yönünün önemli olduğu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtirler. Mitchell matematik ve istatiksel analizin iktisadi süreçleri analiz etmek ve kontrol edebilmek için kullanılabileceğini ileri sürmektedir. Ancak, Mitchell bu yöntemi gerçek iktisadi süreçleri anlamak ve açıklamak için kullanmakta ve Neoklasik iktisatta olduğu gibi soyut ve varsayımsal bir dünyaya ilişkin mutlak ve evrensel yasalar bulmayı amaçlamamaktadır. Mitchell’in ele aldığı ekonomi kurumsal yapının sürekli olarak evrildiği ve değiştiği dinamik bir ekonomidir. Mitchell, gerçek dünyaya ilişkin ampirik gözlemlerden yola çıkarak sürekli evrilen ve değişen dünyadaki düzenlilikleri bulmaya çalışır. Ele aldığı ekonomi somut ve kavramsal bir ekonomi değil gerçek bir ekonomidir.
Mitchell, ekonomiyi dinamik ve kümülatif bir şekilde kavrayarak kurumsal analizin önemine dikkat çekmiştir. Bu çerçevede, Mitchell, iktisadi hayata ilişkin gerçek gözlemlerden yola çıkmanın önemine işaret ederek istatistikten ve diğer nicel yöntemlerden faydalanılmasının iktisadı daha işlevsel bir bilim haline getireceğini düşünmektedir. Çünkü, Mitchell’e göre parasal ekonomi koşullarında iktisadi organizasyonların artan karmaşıklığı iktisatta daha somut bilgilere duyulan ihtiyacı artırmakta ve böyle bilgilerin ise niceliksel ve istatiksel analiz yardımıyla elde edilebileceğini ileri sürmektedir (Mitchell, 1950: 21).
Mitchell’in iktisatta niceliksel yöntemler kullanılmasına büyük önem vermesi niceliksel analizi niteliksel analize üstün gördüğü şeklinde yorumlanmamalıdır. Mitchell’e göre bu yöntemlerin birbirlerine göre herhangi bir üstünlüğü bulunmamaktadır. Mitchell, bu anlamda araştırmalarda kullanılacak yöntemlerin dogmatize edilmesine karşı çıkmakta ve analizin ihtiyaçlarına göre iki analiz türünden de yararlanılmasının gerekli olduğunu düşünmektedir (Mitchell, 1950: 22).
Mitchell, iktisatta niceliksel analizin gelişmesinin iktisat biliminin açıklama gücünü artırarak iktisadı daha gerçekçi bir bilim haline getireceğini ileri sürmektedir. Ancak, Mitchell iktisatta niceliksel analizden yoğun bir şekilde yararlanmasının saf teoriler oluşturulması anlamına gelmeyeceğini ileri sürmektedir. Mitchell’e göre niceliksel analiz niteliksel analizin temellerini ortaya koyduğu problemlerin çözülmesine katkı sağlayabilecektir (Mitchell, 1950:23). Bu amaçla, 1946 yılında yayınlana Arthur Burns ile yaptığı “Measuring Business Cycles” başlıklı çalışmada teori olmaksızın ölçme yaklaşımına odaklanmıştır. Bu açıdan, Mitchell’in teorik araştırmalardan çok ampirik araştırmalara önem veren bir ampirist olduğu söylenmekle birlikte, çalışmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde teorik yönünün de oldukça önemli olduğu görülmektedir. Mitchell’in ampirik araştırmaya önem vermesinin ardında iktisadı spekülatif teorik araştırmalar sistemi olmaktan uzaklaştırmak ve istatiksel bilgilerden de yararlanarak reel dünyadaki iktisadi değişmeleri niceliksel bir analiz ile açıklamak istemesi yatmaktadır (Ginzberg, 1997: 373).
MITCHELL’IN İKTİSAT BİLİMİNE YAPTIĞI TEORİK KATKILAR
Mitchell’ın teorik anlamda iktisat yazınına yaptığı katkılar büyük ölçüde iş çevrimlerine ilişkindir (Friedman, 1950: 466). Mitchell’ın iş çevrimleri ile ilgili yaptığı çalışmalar 1913 yılında yazdığı “Business Cycles”, 1927 yılında yazdığı “Business Cycles: The Problem and Its Setting” ve 1946 yılında yayınlanan Arthur Burns ile yaptığı “Measuring Business Cycles” isimli çalışmalardır. Mitchell, bu çalışmalarda iş çevrimleri literatürüne hem teorik hem de ampirik açıdan önemli katkılar yapmıştır. Mitchell’in iş çevrimleri ile ilgili yaptığı ilk çalışma olan “Business Cycles” isimli çalışmada iş çevrimlerini açıklamak üzere çok sayıda ampirik veri ve analitik araç kullanmıştır. Bu açıdan Gordon (1952) bu çalışmayı ampirik araştırmanın ve teorik analizin özenli bir sentezi olarak nitelendirmektedir. Ancak, Gordon (1952), Mitchell’ın iş çevrimlerine ilişkin çalışmalarının çok yararlı olmakla birlikte yetersiz olduğunu ileri sürmektedir. Gordon’a (1952) göre bu yetersizlik, Mitchell’ın iş çevrimlerine ilişkin ortaya koyduğu teorik çatının yetersiz olmasından ve teknoloji ve büyüme gibi gibi olguların iş çevrimleri üzerindeki etkisine yeterince yer verilmemesinden kaynaklanmaktadır (Gordon, 1952: 107).
Mitchell iş çevrimleri ile ilgili diğer çalışmaları bu ilk çalışmada oluşturduğu temel üzerinden geliştirmiştir. Mitchell’in iş çevrimleri ile ilgili olarak yaptığı daha sonraki çalışmalar bu kitabın geliştirilmiş bir versiyonu niteliğindedir. Mitchell, iş çevrimleri ile ilgili yaptığı çalışmalarda iş çevrimleri ile ilgili olarak literatürdeki mevcut teorilerin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyarak eleştirmiş, yoğun bir şekilde ampirik gözlemlere ve ölçümlere yer vermiş ve bu ampirik çalışmalara dayanarak bir iş çevrimleri teorisi geliştirmiştir. Bu çalışmalarda ampirik analiz yöntemini yoğun bir şekilde kullanması nedeniyle Mitchell’a iş çevrimleri ile ilgili herhangi bir teori geliştirmediği ve iş çevrimleri ile ilgili yaptığı çalışmaların sadece ampirik gözlemlerden ibaret olduğu yolunda eleştiriler yöneltilmiştir. Bu doğrultuda, literatürde genel olarak Mitchell’ın iş çevrimleri ile ilgili yaptığı çalışmaların ampirik özelliğine vurgu yapılmış ve bu çalışmaların içerdiği teorik yön göz ardı edilmiştir[i].
Oysa, Mitchell esas olarak parasal ekonomi olarak isimlendirdiği modern kapitalizmin işleyişini açıklayan geniş kapsamlı bir teori oluşturmayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda, bir parasal üretim teorisi oluşturarak, para ekonomisinin dayandığı mantığı ve para ekonomisinin bireylerin eylemleri, düşünceleri ve alışkanlıkları üzerindeki etkisini incelemiş; bunu yaparken de tarihsel verilerden ve istatiksel araştırmalardan yoğun bir şekilde yararlanmıştır (Dorfman, 1949: 454-5). Ancak, Mitchell’ın bunu yapmaktaki amacı iktisadi olaylara ilişkin zamandan ve mekandan bağımsız mutlak yasalar bulmak değildi. Mitchell iktisadi yapıların ve süreçlerin değişkenliğine bağlı olarak iktisat teorilerinin de değişkenlik göstereceğini kabul etmiş ve bu nedenle iktisadi hayata dair oluşturulacak teorilerin zamana ve mekana bağımlı olduğunu vurgulamıştır. Bu doğrultuda, Mitchell, kurumsal yapıların çeşitliliğini ve karmaşıklığını göz önüne alan bir teori oluşturabilmek için çalışmalarında yoğun olarak tarihsel kayıtlara ve istatiksel ölçümlere başvurmuştur.
Bu anlamda, Mitchell’ın çalışmalarının sadece ampirik gözlemlerden ibaret olduğu herhangi bir teori oluşturmadığı yolundaki düşünce doğru değildir. Sherman (2001)’in de belirttiği gibi, Mitchell’ın neoklasiklerin kastettiği anlamda zamandan ve mekandan bağımsız bir teorisi bulunmamaktadır. Mitchell iktisadi olayların ve toplumun son derece karmaşık ve değişken doğasına işaret etmiş; iktisadi olaylara ilişkin bu tür soyut teorilerin oluşturulamayacağını ileri sürmüştür (Sherman, 2001: 83). Bu anlamda, Veblen’in izinden giderek iktisadi değişimi ve evrimi dikkate alan iktisadi hayata ilişkin dinamikleri bulmaya odaklanmıştır. Bu anlamda, özellikle ampirik ve teorik araştırmalarının odak noktası olan iş çevrimlerine ilişkin saptadığı ampirik gözlemlerden yola çıkarak bir iş çevrimleri teorisi geliştirmiştir. Geliştirdiği teori neoklasik iktisatta olduğu gibi kapitalizmle ortaya çıkan istikrarsızlıkları dışsal bir olgu olarak kavramsallaştırmamakta ve istikrarsızlıkları kapitalizmin kendi işleyişin mantığından kaynaklanan unsurlar ile açıklamaktadır. Bunun yanı sıra, evrimsel değişimi ve süreci analiz etmektedir.
MITCHELL’IN KURUMSALCILIĞI
Mitchell’in iktisat bilimine yaptığı teorik katkılar değerlendirilirken onun bir kurumsal iktisatçı olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Klein (1983) ve Wolfe (1939)’un da işaret ettiği gibi Mitchell’ın analizinde ampirizme verdiği önemin yanı sıra niceliksel, kurumsal, evrimsel ve pragmatik yönü de oldukça önemlidir. Mitchell, diğer kurumsal iktisatçıların neoklasik iktisadın analiz biçimine yönelttiği eleştirileri büyük ölçüde paylaşmaktadır. Bu anlamda, Mitchell’ın diğer kurumsal iktisatçılar gibi -özellikle de Veblen- gibi iktisadi olayları dinamik bir şekilde ele aldığı, evrim düşüncesini benimsediği ve gerçek hayattaki sorunların anlaşılması ve çözüm bulunabilmesi için pragmatik bir bakış açısı ile iktisadi olayları ve olguları incelediği görülmektedir.
Dinamik Analiz ve Kümülatif Nedensellik Anlayışı
Mitchell ekonomide ortaya çıkan istikrarsızlıkları kümülatif bir süreç içerisinde analiz etmiş ve teorisinin amacını “bir ticari koşullar kümesini başka bir kümeye dönüştüren kümülatif değişikliklerin betimleyici bir analizi” (Mitchell, 1913: 449) olarak açıklamıştır. Bu bağlamda, Mitchell çevrimin her bir aşamasının bir önceki aşamadan kaynaklandığına dikkat çekmiş ve iktisadi faaliyet düzeyindeki dalgalanmaları evrimsel bir bakış açısı ile kümülatif bir nedensellik anlayışı çerçevesinde analiz etmiştir[ii]. Mitchell’a göre, kapitalist bir ekonominin normal işleyiş sürecinde iktisadi faaliyet düzeyi genişleme, daralma, kriz ve yeniden canlanma olmak üzere farklı aşamalardan geçerek sürekli olarak dalgalanmalara konu olacaktır. Bu çerçevede, Mitchell statik bir denge durumundan hareket etmemekte, ekonomideki bir takım unsurların karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu dinamik bir analiz biçimini tercih etmektedir (Klein, 1983: 871).
Mitchell gerçek hayattaki ekonomik sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözüm bulmak için böyle bir yaklaşımın zorunlu olduğuna dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, Mitchell ekonominin dinamik bir şekilde kümülatif nedensellik anlayışı çerçevesinde ele alınması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşım en belirgin bir biçimde iş çevrimleri analizinde görülmektedir. Mitchell iş çevrimleri ile ilgili analizinde her çevrimin bir önceki çevrimden doğduğuna ve bu açıdan evrimsel ve kümülatif özelliklere sahip olduğuna dikkat çekmektedir (Hlasny, 2013: 11). Ancak, Mitchell bununla birlikte her çevrimin diğerinden farklı olmasına yol açan bir takım unsurların da var olduğunu kabul etmektedir. Bu düşüncesini, 1913 yılında yazdığı “Business Cycles” isimli eserinde “tarih kendini tekrarlar fakat daima bir farklılıkla” sözü ile ifade etmektedir. Mitchell, bu şekilde, iş çevrimlerini evrimsel bir bakış açısı ile kümülatif bir şekilde değerlendirerek, her bir çevrimin kendinden önceki olaylar dizisinden doğduğunu ve bu anlamda kendisine özgü özelliklere sahip olduğunu işaret etmektedir. Bu anlamda, Mitchell her bir aşamanın bir önceki aşamayla ilişkili olmakla birlikte, her aşamanın kendini diğer aşamalardan farklılaştıran özelliklere de sahip olduğuna da dikkat çekmektedir (Mitchell, 1913: 445-450; ).
Bu farklı unsurlar çevrim sürecinde pek çok faktörle etkileşim içine girmekte ve farklı sonuçlara yol açarak her bir çevrimin diğerinden farklı olmasına yol açmaktadır. İşte, Mitchell bu nedenle bütün zamanları ve mekanları kapsayan evrensel bir iş çevrimleri teorisinin geliştirilemeyeceğini ileri sürmekte ve iş çevrimlerinin tek bir teori ile açıklanmasının olanaksız olduğunu belirtmektedir (Mitchell, 1927: 54).
Görüldüğü gibi, Mitchell iktisadi süreçlerin bu karmaşık ve değişken doğası nedeniyle neoklasik iktisatta olduğu gibi zamandan ve mekandan bağımsız mükemmel teorilerin üretilemeyeceğini ileri sürmektedir. Ancak, Mitchell yine de gerçek yaşamdaki bir takım ampirik gözlemlerden hareketle ekonomide ortaya çıkan dalgalanmaların uygun bir teorik çerçeveyle açıklanabileceğini ileri sürmektedir (Burns, 1966:284-5). Mitchell’a göre, böyle bir çaba ile ekonomideki çevrimlere ilişkin genel eğilimler saptanabilecek ve iş çevrimlerini kontrol etmede kullanılabilecek bir takım politikalar geliştirilebilecektir (Burns, 1951: 5-6).
Kurumsal Evrim ve Evrimsel İktisat Anlayışı
Mitchell çalışmalarında Veblen gibi kurumsal yapıya ve kurumsal evrime büyük önem vermiş ve bu anlamda evrimsel iktisat anlayışını benimsemiştir. Çünkü, Mitchell’e göre içinde yaşadığımız iktisadi hayattaki problemlerin çözülebilmesi için mevcut kurumsal yapının nasıl bir evrim geçirdiğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Mitchell’a göre iktisadi analizin evrimsel bir perspektifte değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, Mitchell, Veblen’in çalışmalarını derlediği “What Veblen Thought” isimli çalışmaya yazdığı girişte biyolojide başlayan evrim teorisinin iktisatçılarca da ele alınması gerektiğini açıkça belirtmiştir. Bu anlamda, Mitchell’e göre eğer politik ekonomi kendisini yeniden modernize etmek istiyorsa evrimsel bir bilim olmalıdır. Ekonomik kurumlar nasıl evrilir sorusuna yanıt aramalıdır (Klein, 1983: 868)
Mitchell, kapitalizmin gelişimini paranın evriminden yola çıkarak açıklamaya çalışmaktadır. Bu amaçla, ilkel çağlardan günümüze paranın geçirdiği evrimi ayrıntılı bir şekilde incelemekte ve bu incelemelerde kapitalizmde paranın iktisadi faaliyetleri, teknoloji düzeyini ve toplumsal gelişmeyi belirleyen en önemli unsur olduğuna dikkat çekmektedir. Bu açıdan, Mitchell kapitalizme ortaya çıkan iktisadi dalgalanmaları para ekonomisi ile ilişkilendirmektedir. Bu anlamda, Mitchell’e göre para gerek kapitalizmin gerekse de toplumsal yapının evriminde önemli bir rol oynamıştır ve oynamaya da devam etmektedir (Mitchell, 1944: 62).
Mitchell’ın aradığı temel şey ekonomide ortaya çıkan dalgalanmaların nedenlerini belirlemek ve bu dalgalanmalara ilişkin düzenlilikleri ortaya koyarak kapitalizmin işleyişine ilişkin açıklamalar getirmektir. Mitchell buradan yola çıkarak kapitalizmde ortaya çıkan istikrarsızlıkların nedenlerini açıklamakta ve bu nedenleri kapitalist sistemin doğasına uygun kurumsal yapılarla açıklamaktadır. Bu kurumsal yapılardan en önemlisi paradır.
Mitchell kurumsal evrimi parasal bir üretim teorisi çerçevesinde incelemiş ve paranın iktisadi faaliyetleri ve hatta bütün toplumsal yapıyı belirleyen temel bir faktör olduğunu kabul etmiştir. Mitchell’a göre, parasal ekonomi koşullarında üretim tüketicilerin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretmek için değil parasal kazanç sağlama amacıyla yapılmaktadır. İşadamlarının daha fazla parasal kazanç sağlama yolundaki çabaları reel ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir. Mitchell’ın bu düşünceleri parasal üretim koşullarında mal üretmek (making goods) ve para kazanmak (making money) arasında yaptığı ayrıma dayanmaktadır. Bu ayrımla Mitchell, Veblen’in parasal ve teknolojik kurumlar arasında ortaya koyduğu dikotomiyi kabul etmiş ve tüm teorisini bu dikotomiye dayandırmıştır. Bu anlamda, geliştirdiği niceliksel yöntemlerle bu dikotomiyi açıklamaya girişmiştir. Bu nedenle, Mitchell’ın iktisada yaptığı ampirik katkıların bu bakış açısının bir uzantısı olduğunu ve Mitchell’ın parasal ekonomi ile ilgili olarak yaptığı teorik tartışmaların bir bütün olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mitchell her ne kadar felsefi ve analitik açıdan evrim düşüncesini benimsese ve iktisadın biyoloji biliminden öğreneceği pek çok şeyin olduğunu düşünse de yöntemsel açıdan büyük ölçüde fizik ve kimya bilimlerine öykünmüştür. Bununla birlikte, Mitchell’in fizik ve kimya bilimleri ile öykünme nedeni ile Neoklasik iktisadın fizik ve kimya bilimlerine öykünme nedeni birbirinden oldukça farklıdır. Mitchell, bu bilimlerin deney ve gözleme dayanmasına ve bulduğu nesnel sonuçlara büyük bir hayranlık duymuştur (Ginzberg, 1997: 384). Oysa, Neoklasik iktisat kesinlik arayışındadır ve matematiği bu amaçla kullanmaktadır. Mitchell ise ekonomiye ve topluma dair bu tür kesin sonuçlara ulaşılmasının imkansız olduğunu düşünmektedir. Mitchell, çok sayıda değişkene ait gözlemleri sürekli olarak sınayıp ekonomi ile ilgili bir takım düzenlilikleri tespit edebilmeyi amaçlamış; bunların da hiçbir zaman mutlak değişmez sonuçlar ortaya koymayacağını ileri sürmüştür. Neoklasik iktisat ise fizik ve kimya bilimlerinde olduğu gibi sanki bir labarotuvar ortamındaymış gibi iktisadi olayları ele alarak ve ceteris paribüs varsayımıyla birlikte pek çok değişkeni veri olarak kabul ederek iki değişken arasındaki nedensel ilişkiyi ortaya koyma amacı taşımaktadır. Mitchell kesin ve evrensel doğruları açıklamaya yönelik bu tür yaklaşımların gerçek yaşama ve topluma dair gerçekçi ve anlamlı bir açıklama ortaya koyamadığını düşünmektedir.
Bilimin İşlevselliği ve Pragmatik Felsefe
Mitchell giriştiği ampirik çalışmalar ile iktisadi faaliyetlerdeki konjonktürel dalgalanmaların (iş çevrimlerinin) nedenlerini araştırmakta ve buradan yola çıkarak iş çevrimlerinin toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak bir takım reform önerilerinde bulunmaktadır. Çünkü, Mitchell iş çevrimlerinin kontrol edilerek ulusal refahın artırılabileceğini düşünmüştür. Mitchell’a göre iş çevrimlerinin nedenlerinin araştırılması ve iş çevrimlerinin kontrol edilmesini sağlayacak politikaların geliştirilmesiyle ile birlikte iş çevrimlerinin yol açtığı üretim kayıpları, israf ve yoksulluk ortadan kaldırılabilecektir (Moore, 1978: 278).
Mitchell’ın iş çevrimlerini ve kapitalizmi anlamaya yönelik çabası Mitchell’in pragmatik bilim anlayışıyla yakından ilgilidir. Mitchell ulusal refahın artırılabilmesi için kapitalizmin kendi kendine düzeltemediği kusurların devlet müdahalesi ile ortadan kaldırılması gerektiğini düşünmektedir. Mitchell, bu yöndeki çabalarla kapitalizmin istikrarsızlık eğiliminin ortadan kaldırılamayacağını ancak toplum üzerinde yol açtığı olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini düşünmektedir. Görüldüğü gibi, ekonomideki istikrarsızların nedenlerini anlamak ve açıklamak istemesinin ardında Mitchell’ın bu sorunları düzeltecek politika önerileri geliştirerek ulusal refahı artırmak istemesi yatmaktadır.
Bu açıdan, Mitchell bilimin işlevsel olması gerektiğini düşünmüş ve pragmatist bir yaklaşım ile iktisadi olayları ele alıp değerlendirmiştir. Mitchell’ın iktisadi analizinin amacı soyut teoriler oluşturmaktan çok, gerçek ekonomik hayattaki sorunları tespit etmek ve bu sorunları gidermek için çözüm önerilerinde bulunmaktır (Hansen, 1949: 249-251). Mitchell, soyut teorilerin gerçek hayatı açıklama konusunda başarısız olduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda, Mitchell, teorilerin gerçek hayatı açıklama gücünün yüksek olması gerektiğine işaret etmiş ve pragmatik bir bakış açısını benimsemiştir. Bu çerçevede, iktisadi olayların sadece iktisadi unsurlara bakılarak anlaşılamayacağını düşünmüş; iktisadi olayların psikolojik, politik ve sosyal nedenlerle yakından ilişkili olduğunu düşünerek bütüncül (holistic) ve pragmatik bir sosyal bilim anlayışını benimsemiştir.
SONUÇ
Literatürde Wesley Mitchell’in ampirist özelliğine vurgu yapılır. Bu anlamda, Mitchell’in NBER’in kurucusu olarak yaptığı en temel katkının ampirik düzeyde olduğu düşünülür. Mitchell’in ampirik alanda yapmış olduğu çalışmalar teorisyen yönünün göz ardı edilmesine neden olmuştur. Aslında, Mitchell’in akademik yaşamının başından itibaren yapmış olduğu çalışmalara bakıldığında hocası Veblen’in gölgesinde kalmakla birlikte, özellikle ekonomide ortaya çıkan istikrarsızlıklar ile ilgili olarak çok ciddi bir teorik arayış içinde bulunduğunu söylemek mümkündür. Ancak, Mitchell’ın amacı oluşturulan teorileri ampirik verilerle test etmek ve doğrulamak değil, ampirik çalışmalardan elde ettiği bulgulara dayalı bir teori oluşturmaktır. Bu Mitchell’ın çalışmalarını neoklasik iktisatçıların yaptığı çalışmalardan farklı kılan en önemli unsurlardan biridir. Bu doğrultuda, Mitchell’ın amacı teorileri ampirik verilerle test etmek değil, ampirik düzenlilikleri uygun bir teorik çerçeveyle açıklamaktır. Bu açıdan, Mitchell neoklasik iktisatçıların tam tersi bir yöntemsel bakışa sahiptir.
Mitchell’a göre iktisadi hayat son derece karmaşıktır ve iktisadi hayatı etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Dolayısıyla, iktisadi faaliyet çok sayıda sürecin birbiri ile etkileşimi sonucunda gerçekleşmektedir. Mitchell bu kadar karmaşık bir ortamda zamandan ve mekandan bağımsız mutlak yasaların bulunamayacağını ileri sürmektedir. Ancak, bu çok sayıda faktöre ya da sürece ilişkin sürekli tekrarlanan ampirik gözlemlerle bir takım düzenliliklerin saptanabileceğini ve bunlara dayanarak teorilerin oluşturulabileceğini belirtmektedir. Mitchell bu şekilde oluşturulan teorilerin teorilerin bütünüyle yanlış ya da bütünüyle doğru olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektir (Mitchell, 1927: 48-49). Bu şekilde, teorilerin zamana ve mekana bağlı olduğunun altını çizerek, iktisadi hayatın karmaşıklığını ve farklı yönlerini mümkün olduğunca kapsayan bir iş çevrimleri teorisi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Moore, 1978: 281-283).
Bu açıdan bakıldığında Mitchell’ın iktisat bilimine yaptığı katkının sadece ampirik açıdan olduğu Mitchell’in herhangi bir teorik katkı ortaya koymadığı yolundaki düşünce doğru değildir. Mitchell’in özellikle iş çevrimlerine ve parasal ekonominin işleyişine ilişkin bir teorisi bulunmaktadır. Ancak bu teori neoklasik iktisatçıların kastettiği anlamda zamandan ve mekandan bağımsız mutlak bir teori değildir. Mitchell iktisadi olaylara ilişkin bu tür teorilerin oluşturulamayacağını ileri sürmektedir. Bu nedenle, Mitchell’ın iktisat bilimine yaptığı teorik katkılar değerlendirilirken kurumsal iktisatçı olduğunun mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu bağlamda, Mitchell’ın diğer kurumsal iktisatçılar gibi iktisadi olayları dinamik bir şekilde ele aldığı, evrim düşüncesini benimsediği ve gerçek hayattaki sorunların anlaşılması ve çözüm bulunabilmesi için pragmatik bir bakış açısı ile iktisadi olayları ve olguları incelediği görülmektedir.
KAYNAKLAR
BURNS, A.F. and MITCHELL, W.C. (1946), Measuring Business Cycles, National Bureau of Economic Research, New York.
BURNS, A. F. (1951), “Mitchell on What Happens During Business Cycles”, Conference on Business Cycles (edited by Universities-National Bureau) Vol: http://www.nber.org/books/univ51-1, NBER.
BURNS, A.F. (1966), “Burns on Mitchell”, in The Development of Economic Thought: Great Economists in Perspective (ed. H.W. Spiegel), John Wiley and Sons, Inc, New York, pp. 272-301.
DORFMAN, J. and R.F.H. (1949), “Obituary”, The Economic Journal, 59(235), 448-460.
FRIEDMAN, M. (1950). “Wesley Mitchell As An Economic Theorist”, The Journal of Political Economy, 58 (6), 465-493.
HANSEN, A.H. (1949). “Wesley Mitchell, Social Scientist and Social Counselor”, The Review of Economics and Statistics, 31 (4): 245-255).
HLASNY, V. (2013), “Veblen’s and Mitchell’s Profit Theory of Business Cycles”, Ewha Womans University, Working Paper Series, Korea.
GINZBERG, E. (1997). Wesley Clair Mitchell, History of Political Economy, 29 (3), 371-390.
GORDON, R.A. (1952), “Wesley Mitchell and the Study of Business Cycles”, The Journal of Business of the Universities of Chicago, 25 (2), 101-107.
KLEIN, P.A. (1983), “The Neglected Institutionalism of Wesley Clair Mitchell: The Theoretical Basis for Business Cycle Indicators”, Journal of Economic Issues, 17 (4), 867-893.
KOOPMANS, T.C. (1947), “Measurement Without Theory”, The Review of Economic Statistics, 29 (3), 161-172.
KUZNETS, S. (1949). Wesley Clair Mitchell, 1874-1948: An Appreciation, Journal of the American Statistical Association, 44 (245), 126-131.
MITCHELL, W.C. (1913), Business Cycles, University of California Press, Berkeley.
MITCHELL, W.C. (1927), “The Processes Involved in Business Cycles”, in Business Cycles: The Problem and Its Setting, Chapter I, http://www.nber.org/chapters/c0680, NBER, 1-60.
MITCHELL, W.C. (1944), “The Role of Money in Economic History”, The Journal of Economic History, Vol.4, Supplement: The Tasks of Economic History, 61-67.
MITCHELL, W.C. (1950), The Backward Art of Spending Money and Other Essays, Augustus M. Kelley, New York.
MITCHELL, W.C. (1964), What Veblen Taught: Selected Writings of Thorstein Veblen, Augustus M. Kelley, Bookseller, New York.
MOORE, G.H. (1978), “Wesley Mitchell in Retrospect”, Journal of Economic Issues, 12 (2), 277-286.
SHERMAN, H. (2001), “The Business Cycle Theory of Wesley Mitchell”, Journal of Economic Issues, 35 (1), 85-97.
WOLFE, A.B. (1939), “Thoughts on Perusal of Wesley Mitchell’s Collected Essays”, The Journal of Political Economy, 47 (1), 1-29.
[1] Baş Dinar, Gülenay, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, BOLU, e-mail: gulenaybasdinar@gmail.com
[i] Örneğin, Milton Friedman Mitchell’ın bir teorisyen olmaktan çok bir ampirik bilimci olduğunu ileri sürmüştür Ancak, Friedman, Mitchell’ın yaptığı ampirik çalışmalar ile teoriye çok önemli bir katkı yaptığını düşünmektedir (Friedman, 1950: 465). Koopmans (1947) de benzer bir şekilde, Mitchell ve Burns (1946)’un yaklaşımının gözlemlenen olaylara ilişkin ekonomik ölçümler ve tanımlamalar yapılırken teorik kavramlara ve hipotezlere çok az sayıda yer vermesi nedeniyle ampirik olduğunu ileri sürmektedir (Koopmans, 1947: 161).Yine Kuznets (1949)’un da Mitchell’ın ampirik bir bilimci olma yönünü ön plana çıkarttığı görülmektedir.
[ii] Mitchell bu konuda hocası Veblen’in etkisinde kalmıştır. “What Veblen Taught” başlıklı Veblen’in önemli çalışmalarını bir araya getirdiği kitaba yazdığı önsözde Veblen’in görüşünü destekler bir biçimde biyolojide kullanılan evrim teorisinin iktisadi ve toplumsal olayların analiz edilmesi için de kullanılması gerektiğini belirtmiştir (Mitchell, 1964: xxiii).
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.