Bir ülkede kişilerin birbirlerine duyduğu güvenin yüksek olması ekonomik faaliyetler için oldukça önemlidir. Bireylerin birbirlerine olan güvenleri yüksek olduğunda işlem maliyetleri azalır ve kurumlar daha etkin çalışarak ekonomik performansa katkı sunar.
Giriş
Ülkeler arası gelişmişlik farkları her zaman ilgi çeken bir konu olmuştur. Dünyada ülkelerin ekonomik performanslarının neden farklılık gösterdiği hakkında çok farklı çalışmalar mevcuttur. Büyüme literatüründe, birinci kuşak büyüme teorisyenlerinden R. F. Harrod (1939), E. D. Domar (1946), Solow (1956), Swan (1956), Cass (1965) ve Koopmans (1965) çalışmalarında ülkeler arası gelir farklılıklarının, tasarruf ile yatırım oranlarının ve faktör donanımlarının farklı olmasına ve sermayenin azalan marjinal verimliliğine dayandığını ifade etmişlerdir. İlerleyen yıllarda Romer (1986) AR-GE faaliyetlerinin, Lucas (1988) beşerî sermayenin ve Barro (1990) kamu harcamalarının önemini vurgulayarak, büyüme modellerini geliştirmişlerdir. Ancak tasarruf oranlarının, fiziki, beşerî ve sosyal sermayenin ve teknolojinin iktisadi büyümeye etkisini inceleyen bu çalışmaların ülkeler arası gelişmişlik farklarını tam olarak açıklayabilme gücüne sahip olduklarını söylemek güçtür.
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 144Sayfa Aralığı: 74-85
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.