İmparatorluklar ve Avrupa’nın Sömürgeleşmesi – Ergun Türkcan


Eğer bir büyük güç, ne kadar eski ve saygın da olsa, başka bir güçten yardım isterse, sonun başlangıcında sayılır.

Giriş

Bu yazının başlığı bile çok bilinmeyenli bir “tarih denklemiyle” karşı karşıya kaldığımızı ifade eder: Kara veya deniz imparatorluğu nedir, birbirlerinden nasıl ayrılırlar? Bir imparatorluğun dağılması veya çöküşü nasıl anlaşılır ve nasıl tarihlenir? Belki daha da önemlisi, ne zaman bir imparatorluğun, kara değil, özellikle bir deniz imparatorluğu olduğu anlaşılır?

Eski ve klasik bir imparatorluğu ele alalım: Roma İmparatorluğu. Tüm Akdeniz ve hatta bir kısım Avrupa-Atlantik kıyılarına hâkim olmakla birlikte, bu yayılmasını deniz gücüne değil, karalarda hareket eden lejyonlarına borçludur. Tabii ki tüm Akdeniz adalarını, Grek ve Anadolu yarımadalarını hatta Britanya Adası’nı istila etmek; Kartaca’yla başa çıkmak ve Aktiyum Savaşı’nda, MÖ 31’de, Kleopatra’nın Mısır donanmasını dağıtmak belli bir denizcilik yeteneği-deneyi gerektirir. Bu yeteneği, imparatorluğa kattığı Grek halklarından almış olsa da, Akdeniz’in doğusu ve güney sahiline sahip olan Osmanlı gibi, hep kara imparatorluğu kalmıştır; Doğu Asya kıyılarına sahip Çin’in çok kısa bir süre dışında, içine kapalı bir kara imparatorluğu olarak kalması gibi… Vikingler ise doğuştan denizci bir kavim olup, ünlü knorr’larıyla (gemi, kayık) Kuzey Amerika’ya gitseler bile, ne klasik ne de modern bir devlet kuramamış ve yağmacılıkla geçinip (barbarians), diğer Avrupa halkları arasına karışmışlardır; bu bakımdan onları ele almıyoruz.

Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 141
Sayfa Aralığı: 86-102

Bu makalenin tamamını okumak için satın almalısınız.

1940'ta Muğla'da doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra, 1962'de, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu; askerlik hizmetinden sonra yeni kurulan TÜBİTAK'ta Türkiye'nin ilk Bilim Politikası Ünitesi'ne atandı. Bu alandaki ilk profesyonel araştırıcı olan Türkcan, doktorasını İngiltere'de Sussex Üniversitesi, SPRU'da (Science Policy Research Unit) OECD Fellow olarak hazırladı ve 1972'de Ankara Üniversitesi'nden iktisat doktorasını aldı. 1974'te TÜBİTAK'tan ayrılan Ergun Türkcan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda, Ankara Belediyesi'nde çalıştı. Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı ve 1979'da doçent oldu. 1978-1979'da Devlet Planlama Teşkilatı'nda, İktisadi Planlama Dairesi Müşaviri sıfatıyla Dördüncü Plan çalışmalarına katıldı. 1982'de üniversiteden ayrıldı ve çeşitli şirketlerde çalıştıktan sonra 1988'de yeniden üniversiteye döndü. Önce Gazi Üniversitesi'nde, sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde profesör olan Türkcan, 2007'de emekliye ayrıldı. Yazar, 1993'ten 2003'e kadar, kısmi zamanlı, TÜBİTAK Başkanı Bilim Politikası Danışmanı olarak çalıştı; bu arada 2000-2002 arasında kurumun Bilim ve Teknoloji Politikaları Daire Başkanlığı'na vekalet etti. ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Science and Technology Policy Studies (STPS) lisans-üstü programında yer alan Bilim ve Teknoloji Tarihi derslerini veren Türkcan'ın bu alanda birçok makale ve tebliğine ek olarak Teknolojinin Ekonomik Politiği başlıklı başka bir kitabı daha vardır.

Bir cevap yazın