Editörümüz Ömer Faruk Çolak ve Yayın Kurulu üyemiz Serdar Sayan’ın Yuvarlak Masa Toplantıları’nda bu ayki konuğu Güven Sak.
Ömer Faruk Çolak: İktisat ve Toplum Dergisi’nin değerli okurları, Mayıs sayımızda önemli bir konuyu tartışıyoruz. İklim değişimi ve çevre. Bu konuda sadece akademik olarak değil, uygulamanın da içinde olup -özellikle son zamanlarda takip ediyorum-, uluslararası ve ülke içinde yapılan toplantılara katılıp, konuşmalar ve analiz yapan, gerçekten de birkaç şapkası olan bir akademisyenle beraberiz. Sevgili Güven Sak Hoca, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden. Hoş geldiniz.
Güven Sak: Merhaba.
Ömer Faruk Çolak: Programı biliyorsunuz, Serdar Sayan Hoca’yla beraber yürütüyoruz. Serdar, Güven Hoca’ya ilk soru sorma hakkını sana veriyorum, sen de hoş geldin demiş olursun…
Serdar Sayan: Hoş geldin Güven. Aslında okuyucularımız iklim krizi ve bu krizle mücadele yönünde atılmaya çalışılan uluslararası adımlar konusunda epeyce şey duydular ve okudular herhalde. Konunun gündem(imiz)deki ağırlığı gözle görülür biçimde arttı son dönemde. Biz de gündemdeki ağırlığı niye arttı sorusunu da kapsayacak bir ufuk turu mu derler, çıkan kısmın özeti mi derler o tür bir geçmişten bugüne ne oldu, sürecin kilometre taşları nelerdi kronolojisiyle başlasak? Mesela Paris İklim Anlaşması neyi değiştirdi, neden bu kadar önemli? Paris’ten sonra konunun gündemdeki ağırlığı bütün dünyada çok arttı gibi geliyor bana. Paris’in hedefi o muydu? Başka nedenler mi var? Bu bilgi verici aşamadan sonra biraz tartışma yaparız. Bu bizim süreci öğrenme sorumuz olsun.
Güven Sak: Şöyle başlayayım o zaman. Şimdi bu iklim değişikliği gündemiyle ilgili olarak hepimizin bir kulak dolgunluğu var aslında. Konu uzun süredir gündemde. Yaklaşık elli yıllık diyorum ben anlatırken.
Greenpeace’in kuruluş yılı 1971, Stockholm Birleşmiş Milletler Dünya Çevre Konferansı ise 1972’de toplanmış. Konuyla ilgili ilk küresel konferans Stockholm’deki. Böyle bakarsanız 2021 yılı Türkiye’nin de AB’nin de bu konuda ciddi kararlar aldığı bir dönem. Dolayısıyla yaklaşık 50 yıllık bir süreç içerisinde ilk kez iklim değişikliği gündemi yalnızca konuyla ilgili birkaç sivil toplum kuruluşunun konusu olmaktan çıktı ve ana akımlaştı bir nevi artık. Yani çevre kirliliği, iklim değişikliği artık romantik bir tartışma konusu olmaktan çıktı, maddi bir mesele haline geldi. Mesela Amerikan Hazine Bakanı Janet Yellen COP 26 toplantısına katılan ilk Amerikan Hazine Bakanı’ydı. İklim değişikliğiyle ilgili tartışmaya katılanların niteliğinin değişmeye başladığı bir döneme geldik. Birleşmiş Milletler İklim Konferansları içinde COP 26, en yüksek sayıda Fortune 500 CEO’sunun katıldığı toplantı oldu. İklim değişikliği gündemi artık harekete geçti, artık konuşmaktan yapmaya geçiyoruz. Neden?
Sayı: İktisat ve Toplum Dergisi 139Sayfa Aralığı: 36-48
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.